"يضمن" - Translation from Arabic to Turkish

    • garanti
        
    • garantisi
        
    • garantiye
        
    • dahil
        
    • kesin
        
    • emin
        
    • sağlar
        
    • garantiler
        
    • garantilemek
        
    • garantili
        
    • garantiliyor
        
    • garantilemez
        
    • garantileyen
        
    • güvence altına
        
    • güvenli
        
    Tabii ki ne kadar araştırmacı olursanız olun yiyecek bulmanız garanti değildir. Open Subtitles ولكن وببساطة , فإن كونك فضوليا لا يضمن انك ستجد وجبة مثالية
    CA: Amerikan bayrağı altındasınız şu an ve Amerikan anayasası kişilik hak ve özgürlüklerini garanti eder. TED كريس : انت تجلس هناك بجوار العلم الامريكي, والدستور الامريكي يضمن الحمايه من التفتيش و الحجز غير القانوني.
    Ama hayatta olacağınız koşulları garanti etmiyor. TED ولكن هذا لا يضمن لك ما الأوضاع التي ستعيش بها.
    Yani kendi hayatlarımız içinde devamlılık garantisi veren bir sisteme sahibiz.Ben buna günden güne yaşadığımız TED لذلك لدينا نظام مدمج داخل حياتنا يضمن شيئا من الاستمرارية.
    Sanırım köstebek kimseyle irtibata geçmediğimizi garantiye almak istedi. Open Subtitles أظن إن الجاسوس أراد ان يضمن إننا لن نتصل بأحدٍ
    Her iki durumda da, sınırlamalar her amaca ulaştığımızı garanti etmek için karar verme sürecimize rehberlik eder. TED في كلتا الحالتين، هذه القيود ترشدنا الى صنع قرار يضمن تحقيق هدفنا.
    Ama biliyoruz ki retrovirüs-karşıtı terapi annenin bebeğe virüsü aktarmayacağını neredeyse garanti edebiliyor. TED لكننا نعلم أيضاً أن العلاج مضاد الفيروسات يمكنه أن يضمن تقريبا أن الأم لن تنقل الفيروس للجنين.
    Kadınların varlığı da, kadınların genel temsilinde bir yükselişi hiçbir şekilde garanti edemez. TED ووجود النساء بحد ذاته لا يضمن زيادة في التمثيل العام للنساء.
    Onun öldürülmeyeceğine garanti verebilir misin? Open Subtitles هل هذا يضمن أنها لن تقتل على ايه حال؟ أنت تعلم رازا.
    Dün akşam deli gibiydin, ama bu sabah da deli olacağını garanti etmiyordu. Open Subtitles كونك كنت غاضباً بالأمس لا يضمن بأنك ستظل غاضباً في الصباح
    Ne tür bir garanti veriyorsunuz çıkarıldığında yok edeceğinize dair? Open Subtitles ما الذي يضمن لى إنك عندما تخرجه .. ستدمره؟
    Peki size süt kutularını bir daha asla açmamanızı garanti eden yepyeni bir ürün var desem? Open Subtitles ماذا إذا أخبرتك أنه يوجد منتج جديد يضمن أنك لن تضطر إلي فتح علب اللبن الكارتونية ثانية ؟
    Arada sırada elmaya da isabet ettiriyor ama elindeki titremeyle hedefi vurabileceğinin garantisi yok. TED وتمكن أحيانًا من إصابة التفاحة ولكن مع رعشة يده، لا شيء يضمن له إصابة الهدف.
    Açık tabut cenaze töreni garantisi verir, aksi taktirde bir sonraki bedava. Open Subtitles جيد جدا، فإنه يضمن لكم نعش مفتوح والميت القادم سيكون مجانا دين!
    Onun nasıl çalıştığını birilerinin çözebileceğinin garantisi yok. Open Subtitles ليس هناك ما يضمن أن أي شخص سوف يستطيع إكتشاف كيف عملها
    Kesinlikle ve bu güzel şeyler bazı teknolojik gelişmeleri garantiye alır. Open Subtitles صحيح , وهذا يضمن الى حد كبير بعض التقدم التكنولوجي الجميله جدا
    Birkaç maliyet düşürücü önlem aldım ve bunlara yeni döşekler de dahil ki bunların senin bütçende olmadığını farkettim. Open Subtitles لقد قمت ببعض القرارات التوفيريه الأخرى بنفسي وهذا يضمن المفارش الجديده والتي لاحظت بأنها لم تسجل بميزانيتك
    Atış alanın yok, seni 1. kaleye yürüteceği kesin. Open Subtitles انظر ، أنت لم تقم بأي ضربة لذا فهو يضمن هزيمتك
    Bu durumda Atlantik Ticaret Bankası, yüzme havuzunun güvenliğini sağlamadan ve çocuklar için bir tehlike oluşturmadığından emin olmalıdır. Open Subtitles وفي هذا الحالة المالك هو بنك أتلانتك التجاري أن يؤمن سلامة المسبح وأن يضمن ألا يكون خطرًا على الأطفال
    Bu, her bir yaratığın, genetik verilerini, ilerideki nesillere aktarmasını sağlar. Open Subtitles هذا يضمن أن كل كائن حي يستطيع تمرير معلوماته الوراثية إلى الأجيال المستقبلية
    Böyle bir yol yok. Eyaletin kefalet yasası sanığın duruşmalara gelmesini garantiler. Open Subtitles قانون الكفالة بالولاية يضمن حضور المتهم عند المحاكمة
    Ama belki de kaçışını garantilemek istedi. Open Subtitles .لكن,ربما فعلا هو أراد أن يضمن خروج المشتبه به
    garantili Ayart ve Yok et kitabınızla... istediğiniz kadını bir anda kendinden geçirir... onu kısa sürede elde edersiniz. Open Subtitles الإغراء و التدمير يضمن إعادة النقود لك في حالة الفشل إن لم يضعك في حالة نشوة ستجعلك تحظى بأي فتاة تريدها
    Farkındayım ama anlamalısın, serum dürüstlüğü garantiliyor, işbirliğini değil. Open Subtitles أنا أدرك ذلك، لكنيجبعليكأنتفهم ، المصل يضمن الحقيقة، وليس التعاون.
    Havalı bir araban olması elini sütyenine daldırmanı garantilemez. Open Subtitles صعودها في سيارتك لن يضمن لك بأن يديك ستقترب من حمالة صدرها
    Çoğu medeni ülkenin, hemen hemen herkes için sağlık hizmetini garantileyen milli sağlık programları var. Open Subtitles لدى غالبيّة البلدان المتحضّرة برنامج وطني للرعاية الصحّيّة الذي يضمن الرعاية الصحّيّة لعدد كبير من الناس.
    Hızla kıyafet değiştirip cinayet anında başka yerde olduğuna dair mazeretini güvence altına almak için. Open Subtitles كان بإمكانه أن يلبس ملابسه بسرعة حتى يضمن لنفسه حجة غياب
    Kimse onu yeniden eğitip tamamen güvenli bir hale getiremez. Open Subtitles لا يمكن لأحد اعادة تأهيله بحيث يضمن لكي ان لا يهاجم احد 100%.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more