uçup gitmesinden korktuğum için, bir ağaçmışım gibi yapmaya başladım. | Open Subtitles | كنت خائفا أن يطير بعيدا لذا فقد إدعيت نفسي شجرة |
Prosciutto'yu kurtarmayı başarıyor. ama devamında masa örtüsünü kaybediyor. ki onu sağ üst köşede uçup giderken görebilirsiniz. | TED | وتتمكن من انقاذ اللحم، ولكنها خسرت مفرش المائدة . الذي يمكن ان تراه يطير بعيدا في الركن العلوي على اليسار |
O uçup gitmeyecek. O bir yalancı. Düzenbaz ve sahtekar! | Open Subtitles | انه لن يطير بعيدا انه كاذب ومحتال ومخادع |
Bırak Michelle uçup gitsin buradan çünkü... | Open Subtitles | كما تعلمون، فقط اسمحوا ميشيل يطير بعيدا ل |
Aslında o uçup gidemedi ben de dokunmak istemedim bu yüzden ölene kadar üstüne solucan attım. | Open Subtitles | حسنا... لم يستطيع أن يطير بعيدا ولم أرد لمسّه لذا رميت له الديدان حتى مات |
Bir adım öne taşırsak, eğer o şeritleri bir sepet gibi örerseniz, şeklini koruyan bir levha yapabilirsiniz ve böylece onu bir kumaşın içine yerleştirerek piknik masasını saran bir örtü yapabilirsiniz, bu sayede rüzgarlı bir günde örtünüz uçup gitmeyecektir. | TED | بأخذ الأمر أبعد قليلا، إن قمتم بنسج تلك الأشرطة مع بعضها البعض، مثل سلة صغيرة نوعا ما، يمكنكم صنع غطاء محافظ على الشكل، ثم يمكنكم تضمينه في قماش بحيث يمكنكم صنع غطاء طاولة نزهة يلتف حول الطاولة، وبالتالي في يوم عاصف لن يطير بعيدا. |
Umarım elinden uçup gitmez. | Open Subtitles | أتمنى ألا يطير بعيدا عنك |
Onu bağlayın. uçup gitmesini istemeyiz. | Open Subtitles | قيدوه لا أريده أن يطير بعيدا |