İnsanların hile yapmadığımı düşünmelerini mi, yoksa bana bakıp "Vaay, gerçekten çok kaslısın." | Open Subtitles | لا أعرف ما إذا كنت ..أريد من الناس ..أن يظنوا أني لا أغش |
Yardım ederlerse kabul edeceğimizi düşünmelerini sağlarız ama ihtiyacımız yok gibi görünürüz. | Open Subtitles | نريدهم ان يظنوا أننا سنقبل بمساعدتهم لكننا لسنا في حاجه إليها |
Çocuklarımın, bir adama öldürmek için 20 kere vurduğumu düşünmesini istemem. | Open Subtitles | لا اريد لأطفالى ان يظنوا اننى ضربت رجلا 20 مرة لأقتله |
Telefonun dinleniyorsa, beni gitti sansınlar istedim. | Open Subtitles | ان كانوا يراقبون تليفون شقتك اردتهم ان يظنوا انني غادرت البلاد |
Hepsi başaramayacaklarını düşündükleri devasa işlerle yüzleşmiştir. | Open Subtitles | جميعم واجهوا مهام صعبة لم يظنوا أنهم يستطيعون إكمالها |
Tuvalet pompasından içki içmenin zevkli olduğunu düşünen bir yetişkinden söz ediyoruz. | Open Subtitles | -نحن نتحدث عن -البالغين يظنوا أنه مرح -أن يشربوا فى مسلك المرحاض |
Ayrıca günümüzde, mekiklerin sürekli cebimizden para götüren bir yatırım olduğunu düşünenler var. | Open Subtitles | وهناك الفضولين الذين يظنوا أن المكوك هو عبارة عن دلو صدئ يحتاج الى التنظيف |
O kadar ciddi güvenlik problemleri olduğunu düşünürler. | Open Subtitles | الأمر الذي يجعلهم على الأرجح يظنوا بأن لديهم مشكلة خطيرة جدا |
Oradakilerden beynimdeki zevk merkezine direk olarak ilaç gönderecek bir implant takmalarını sağlamak için kanser olduğumu düşünmelerini istedim. | Open Subtitles | أردت من كانوا سيزرعون ذلك المخدر الجميل بمركز السعادة بمخي أن يظنوا بأن لدي سرطان |
İnsanların yakışıklı olmayan, 40 yaşındaki bir sürücü öğretmeniyle çıktığımı düşünmelerini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد الأطفال في المدرسة أن يظنوا بأني أواعد معلّم قيادة بعمر الـ 40 سنة ليس وسيماً حتّى. |
Başıma korkunç bir şey geldiğini düşünmelerini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدهم أن يظنوا أن شيئاً سيئاً حدث لي |
Bu çocukların orayı havalı bir işyeri olarak düşünmesini istiyoruz. | Open Subtitles | نعم نريد لهؤلاء الشباب ان يظنوا انه مكان جميل للعمل |
Bundan başka yok. Evet, Skipper, Ben iyiyim. İnsanların bizim serseri olduğumuzu düşünmesini istemeyiz. | Open Subtitles | إنها يجب ان تبقى لا نريد للناس ان يظنوا بأننا بعض الرحالين |
Tüyo da verme. Bir şey bilmiyoruz sansınlar, daha iyi. | Open Subtitles | لا تخبر أحداً أيضاً من الأفضل أن يظنوا أننا لا نعرف |
Sana ihtiyaçlarının olduğu ama senden zeki olduklarını düşündükleri yaşa hoş geldin. | Open Subtitles | أهلاًبكَبالعمر،الذى هنّفىحاجةإليكَبهِ، و يظنوا أنهنّ أذكى منكَ. |
Yokluğumda her şeyin muzdarip olduğunu düşünen adamız biz de. | Open Subtitles | أنا من نوع الرجال الذين يودون أن يظنوا أن كل شئ يتأثر بغيابي |
Yine de seni buraya atamanın iyi olmadığını düşünenler vardı. | Open Subtitles | لكن كان هناك اشخاص لم يظنوا ان تعيينك فى وحدة تحليل السلوك فكرة صائبة |
Umarım Londra'ya gittiğimizi düşünürler. | Open Subtitles | أرجو أن يظنوا أننا سنرحل إلى لندن لكننا سنتوجه للغرب |
Hayır, sarhoş değildim, ama onlar öyle sanıyor. | Open Subtitles | حسناً لا .. لم أكن مخموره .. ولكنهم يظنوا بأني كنت كذلك |
Onlara boyun eğmiyorum, bağırıyorum, ama onlardan korkutuğumu sanıyorlar. | Open Subtitles | أقوم بالصياح والصراخ حتى يظنوا بأني لست مرعوبة منهم |
Çok çekici birini bulduğumu düşünürlerdi sanırım. | Open Subtitles | حسناً , أتمنى أن يظنوا أنني أصبحت مثيراً |
Bu kasabadaki insanlar onları güvende tutabileceğini düşünmüyorlar. | Open Subtitles | مواطنو هذه البلدة لا يظنوا أن بوسعكَ الإبقاء عليهم آمنين هنا. |
Böylece beni artık sadece müdürün oğlu olarak düşünmeyecekler. | Open Subtitles | لكي لا يظنوا بعد الآن بأنني جاسوس المدير |