"يظنُّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • düşünüyor
        
    • sanıyor
        
    Federallere katılmak için yeterince iyi olduğumu düşünüyor. Open Subtitles إذن فأنتَ تعلم أنّه يظنُّ أنّي مؤهّلةٌ .للانضمام إلى الفيدراليّين
    Benim tarafım burada ölene kadar kalmalısın diye düşünüyor. Open Subtitles جزء منّي يظنُّ ذلك. يجدر بيّ أن أبقى إلى أن يموت.
    Kral, saldırıları yöneten Şeytan tarafından Druid'in yoldan çıkarılmış olabileceğini düşünüyor. Open Subtitles الملك يظنُّ أن الكاهن جَنَحَ للضلال تحت غِواية الشيطان ذاته الذي يقود الهجمات.
    Aradaki zaman farkından dolayı gelecekte yaşadığını sanıyor. Open Subtitles بسبب الفوارق الزمنية يظنُّ أنّه يعيش في المستقبل.
    Aradaki zaman farkından dolayı gelecekte yaşadığını sanıyor. Open Subtitles بسبب الفوارق الزمنية يظنُّ أنّه يعيش في المستقبل.
    Neden herkes başkasının başarısızlıklarından zevk aldığımı düşünüyor? Open Subtitles -لمَ يظنُّ الجميعُ أنّني أكونُ سعيدةً بفشلهم؟
    Çünkü, her şeyin bana yakıştığını düşünüyor. Open Subtitles هو يظنُّ أنني أبدو جيّدًا بأي شيء
    Sadece beni sevdiğini düşünüyor. Open Subtitles بل يظنُّ أنّه يحبّني
    Tabii tabii. Postacı şimdiden eşcinsel olduğumuzu düşünüyor. Open Subtitles -طبعا، ساعي البريد يظنُّ فعلا أنّنا شواذ .
    Senin kötü modda olduğunu düşünüyor. Open Subtitles يظنُّ أنكِ في مزاج متعكر
    Neden herkes benim eşcinsel olduğumu düşünüyor? Open Subtitles لما يظنُّ الجميعُ أنّي شاذّ؟
    - Bizim daha küçük olduğumuzu düşünüyor. Open Subtitles -إنه يظنُّ أننا ما زلنا صغاراً للغاية .
    Ama benim onun ölmediğini bildiğimi bilmiyor. Benim de onun öldüğünü düşündüğümü sanıyor. Open Subtitles لكنّه لا يعرف بأنّني أعرف أنّه على قيد الحياة، هو يظنُّ أنّني أظنُّ أنّه ميّت
    Koç Martin şimdi her şeyi açıklamak için yanına gidiyor ama Jackson sanırım kendisini arabasında evine gittiğini sanıyor. Open Subtitles ، المدرب (مارتن) قادمٌ ناحيته ليخبره بذلك (لكن يبدو أنّ (جاكسون ! يظنُّ أنّه داخل سيّارته
    O da öyle sanıyor. Open Subtitles هو كذلك يظنُّ ذلك.
    O da öyle sanıyor. Open Subtitles هو كذلك يظنُّ ذلك.
    Çünkü şu an suyun üstünde yürüdüğünü sanıyor, sırf Sophie ile yattı diye. Open Subtitles يظنُّ نفسه يسير على .. المياه كالمسيح (لأنّه يُمارس الجنس مع (صوفي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more