İkincisi, öğrenciler hastayı kendi aileleri, halkları ve kültürleri bağlamında, bütün olarak tedavi ediyorlar, zihinsel ve bedensel olarak. | TED | ثانياً، الطلبة يعالجون المريض كله، عقلاً و جسداً، في سياق عائلاتهم و مجتمعاتهم و ثقافاتهم. |
Gelişimsel, fiziksel ya da duygusal fark etmiyor, her tür engele sahip hastaları tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | انهم يعالجون كل المرضى بكافة انواع الاعاقات ان كانت تطورية جسدية او عاطفية |
13 çalışan ise tedavi ediliyor, zehir soluma ve kimyasal yanıklardan dolayı. | Open Subtitles | ثلاثة عشر عاملاً يعالجون من الحروق الكيميائية واستنشاق الغازات السامة |
Kritik yaralanmaların bazıları koridordaki sedyelerin üzerinde tedavi ediliyor. | Open Subtitles | بعض الجرحى بإصابات بالغة يعالجون على النقالة في الممرات |
Baba sana ne söylediler bilmiyorum ama çocuklara yardım ettikleri ya da sıtmayı tedavi ettikleri falan yok. | Open Subtitles | انهم لا يعالجون الملاريا او اى كان ما اخبروك بة |
Hayır. Doğru, bir şeyi tedavi ettikleri yok. | Open Subtitles | كلا هذا صحيح لا يعالجون شيئاً |
Onu hemşire yapar, ya da tedavi eden doktor. | Open Subtitles | دعى الممرضات يظهرون الرحمه والاطباء يعالجون |
Sadece belirtileri tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | هُم يعالجون اﻷعراض بشكلٍ رئيسي. |
Almanya'da bir klinik var. Kronik ağrıları komaya sokarak tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | (هناك عيادة بـ(ألمانيا حيث يعالجون الألم المزمن |
Humphrey, burada bundan daha az ciddi sorunları bile olan insanları tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | همفري) ، إنهم يعالجون الناس هنا) للتقليل من المشاكل هل تريد التسجيل هنا ؟ |
kendi kendilerini tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | و يعالجون أنفسهم |
- Kendi kendilerini tedavi ediyorlar. | Open Subtitles | -إنهم يعالجون أنفسهم |
Kendini tedavi eden bir sürü doktor vardır. | Open Subtitles | الكثير من الأطباء يعالجون نفسهم بأنفسهم |
Kanseri tedavi eden yaratıklar. | Open Subtitles | الوحوش يعالجون السرطان |