Ve başkalarının ne düşündüğü önemli değil. Ben iyi hissediyorum. | Open Subtitles | ولا أهتم بما يعتقده الجميع بهذا الشأن أنا أشعر بالرضا |
Öyle bir şey demedim. Yaşıtlarımın ne düşündüğü umurumda değil. | Open Subtitles | لم أقل هذا، لا يهمّني ما يعتقده الذين في عمري. |
Böylece konuşmanın başlaması için diyalog gazeteciliğinin ilk adımı olarak onlara diğer grubun kendileri hakkında ne düşünüyor olabileceğini sorduk. | TED | وبالتالي، كتمهيد لهذا الحوار، الخطوة الأولى فيما نسميه بصحافة الحوار، سألناهم عن اعتقادهم فيما يعتقده الطرف الآخر بهم. |
Bunun nasıl göründüğünü,.. ...ve herkesin nasıl düşündüğünü biliyorum, Albay. | Open Subtitles | أنا أعرف كيف يبدو الأمر, و أعرف ما يعتقده الجميع. |
Onu tanıyan tek kişi sensin. Herkesin düşündüğü gibi biri değil. | Open Subtitles | ليس هنالك من يعرفه غيركِ إنّه ليس كما يعتقده النّاس .. |
Bu mesele tam olarak birbirlerine ne yaptıkları meselesi değil, izleyicilerin ekran karşısında ne düşündüğü meselesi. | TED | والموضوع لا يتعلق بماذا يفعل طرف ما للاخر فقط، بل إن ما يعتقده و يفكر به الجمهور هو ما يشكل جوهر هذا الموضوع. |
Ama adil olduğunu düşündüğü bir sınır koymuştur kendine ve onu çiğnemez. | Open Subtitles | لكنه سسيرسم لنفسه خطا يعتقده منصفاً، ولن يتجاوزه |
Bu soytarının ne düşündüğü niye umrumda olsun ki? | Open Subtitles | لمَ يجدر بي أن أهتم بما يعتقده ذاك المهرج ؟ |
Bir dahaki sefere, herkesin çok çılgınca olduğunu düşündüğü kendi hikâyeni anlat. | Open Subtitles | حسنا , أخبر قصتك المره القادمه تهتم بيأس عمّا يعتقده الجميع |
Okulda yeni bir çocuk var. Herkes onun benden daha havalı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | يوجد جديد بالمدرسة يعتقده الجميع أروع مني |
Bütün o babam hakkında senin hakkında söylediği şeyler, gerçekten öyle mi düşünüyor? | Open Subtitles | كل الاشياء التي كان يقولها عن والدي و عنكي هل هذا ما يعتقده حقاً؟ |
Dışarıda bir milyon tane onlardan var, yani en azından herkes öyle düşünüyor. | Open Subtitles | يوجد ما يقارب المليون بالخارج على الأقل هذا ما يعتقده الجميع |
Ancak bunlar sadece kurgu... hikâyeler... ve insanların hakkımızda ne kadar nadir düşündüğünü fark etsek çok daha az endişe duyardık. | TED | و كل هذه تخيلات، هذه فقط قصص، و سنهتم قليلًا جدًا بما يعتقده الناس عنّا، إذا أدركنا كم قليلًا يفعلون. |
Hayatımın geri kalanında onun ne düşündüğünü mü merak etmeliyim? | Open Subtitles | هل يجب عليّ أن أمضي بقية حياتي قلقة حول ما يعتقده هو؟ |
Bak, gerçekten, siz beylerin ne düşündükleri umurumda bile değil... ta ki, biz dinlemek zorunda kalmadığımız sürece. | Open Subtitles | أنظر، أنا لا آبه حقاً بما يعتقده السادة أمثالكم. مادمنا لن نضطر لسماعه. |
Kimin neye inandığı önemli değil. Bu oldu. | Open Subtitles | لا يهم ما يعتقده الناس,لكن هذا ما حدث فعلا |
Kaliforniya'daki Clinton destekçilerinin onlar hakkında ne düşündüklerini Alabama'daki Trump destekçilerine sorduğumuzda söyledikleri şey şuydu: | TED | وعندما سألنا مؤيدي ترامب من ألاباما عن اعتقادهم فيما يعتقده مؤيدو كلينتون في كاليفورنيا بهم هذا بعض ما قالوه: |
- Doktorlar böyle düşünmüyor, hele ki senin hakkında. | Open Subtitles | هذا ليس ما يعتقده أولئك الأطباء، هذا ليس عنكِ. |
Şu zayıf iblis vekillerinin düşündüğünden daha güçlüyüm. | Open Subtitles | أنا أقوى بكثير عن ما يعتقده هولاء النواب عن الشياطين |
Bu güne kadar herkes böyle düşündü ama sonunda hepsi yanıldığını anladı. | Open Subtitles | هذا هو بالضبط ما يعتقده الجميع ، ولكن الجميع صدف أنهم كانوا مخطئين. |
Marks'ın, Rykoff'u sandığı kişi olduğuna inanmaya devam etmesi hayati bir mesele. | Open Subtitles | من المهم بإن ماركس يستمر باعتقاده بإن رايكوف هو نفس الذي يعتقده |
Hareket şuna inanıyor: Akıl ve erdem dünyanın aydınlanmış tarafındaki bizim gibi bireylerin üslup sohbet ve nezaketinde saklı değildir. | TED | وهي تؤمن أن الحكمة والفضيلة ليستا رهنا للمدنية والإجتهاد الشخصي وهو ما يعتقده الكثير منا على الجانب المستنير من العالم. |
Çoğunuzun düşündüğünün aksine, gazeteciler her zaman değer yargılarıyla karşı karşıya kalıyor; etik ve ahlâki değer yargıları. | TED | على عكس ما يعتقده الكثير من الناس، الصحفيون دائماً يصدرون الأحكام، أحكاماً أخلاقيّة ومعنويّة. |
Otel mağazaları kapalı olduğundan kocamın uygun yazlık elbise hakkındaki düşüncelerini görmek istersiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | بما أنّ محلّات الفندق مغلقة، ظننتُ أنّكم تريدون رؤية ما يعتقده زوجي مناسباً كلباس في المنتجع. |
Sen öldün. En azından herkes öyle sanıyor. | Open Subtitles | أنت ميته.على الاقل هذا ما يعتقده الكل |
En azından, kötülük ettiğini sanıyordu. | Open Subtitles | هذا ما يعتقده على الأقل |