| - Başka ülkelerden tanıdığı olduğuna dair bir şeyden söz etti mi? | Open Subtitles | هل تحدث عن أي أشخاص يمكن أن يعرفهم في بلدان أخرى ؟ |
| Vergiler, kayıtlar, yüklü paralar gerekli. tanıdığı, güvenebileceği kişiler olmalı. | Open Subtitles | هناك ضرائب وسجلات وعملات متزعزعة وأناس يعرفهم ويثق بهم |
| Oğlum otistik... Sadece tanıdığı kişilerle konuşur. | Open Subtitles | يعاني ابني من مرض التوحد و بالكاد يتحدث مع الذين يعرفهم |
| Para isteyen her kimse, mali varlıklarının değerini tam olarak bilecek kadar iyi tanıyor onları. | Open Subtitles | أياً كان من قام بالطلب، فإنّه يعرفهم جيًداً بما يكفي ليعرف مقدار المال الذي لديهم بالضبط. |
| 50 yaşın üstündekiler tanımadığı insanlarla çıkmaz. | TED | من يبلغ من العمر فوق الخمسين عاما لا يواعد أناسا لا يعرفهم. |
| Onları tanıyan bir tek ben varım. Telsiz bende olur. | Open Subtitles | انا الوحيد الذى يعرفهم بامكانى ان اكون هناك |
| Onları karşılamak istiyordum. Kocam onları tanımıyor bile. | Open Subtitles | أريد أن أكون موجودة لاستقبالهم فزوجي بالكاد يعرفهم |
| Onları herkes tanır | Open Subtitles | العالم بأكمله يعرفهم |
| Onları şahsen tanıyordu. Muhtemelen de umursuyordu. | Open Subtitles | كان يعرفهم بشكل شخصي غالبا اهتم بشأنهم أيضا |
| İşe alışmak için kapıdan kapıya yabancılarla işe başlamaktansa tanıdığı insanlarla başlamaya karar verdi. | Open Subtitles | بدلاً من البدء بزيارة منازل الغرباء قرر أن يتحضّر مع أشخاص يعرفهم |
| tanıdığı insanlarla birlikte olacak. Eğlenceli olacak. Rahat hissedeceksin. | Open Subtitles | سيكون مع أناس يعرفهم سيكون الأمر ممتعاً و مريحاً |
| Ama genellikle tanıdığı insanlardan bir şeyler alıyor belki senden veya benden? | Open Subtitles | لكنه يميل أكثر لإختيار أشياء من الذين يعرفهم ربمّا مثلك أو... مثلي؟ |
| Çantalarını toplamış, tüm bağlarını koparmış artık tanıdığı insanların arasında yaşayamıyormuş. | Open Subtitles | ثُم يحزم حقائبه, يقطع علاقاته لم يعد يستطيع العيش بين من يعرفهم |
| Bu adam sorumlu olduğu kişilere o kadar bağlı ki tanıdığı insanları kaçırıp onları soymayı göze alıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يشعر بالتزام قوى تجاه من يعيلهم لدرجة انه على استعداد لخطف و سرقة أناس يعرفهم |
| Eğer iş için geldiysen, o sadece tanıdığı adamları çalıştırır. | Open Subtitles | إنْ كنتَ تبحث عن عمل :فإنه يستأجر الرجال فقط الذين يعرفهم |
| - Evet. Grill. O orospu çocuğu hepsini tanıyor. | Open Subtitles | غرل " يا رجل , هذا اللعين" يعرفهم جميعا , حسنا |
| Yavruluk anlarından beri onları tanıyor. | Open Subtitles | إنه يعرفهم منذ أن كانوا أشبالاً |
| Bu yüzden onları çok iyi tanıyor. | Open Subtitles | لذلك ، فهو يعرفهم جيدا |
| Fakat tanımadığı insanlara karşı biraz uzak olabilir. Güven bana. | Open Subtitles | لكنه يبدو انه بعيد نوعا ما عن الناس الذين يعرفهم , ثقي بي |
| Oğlunu hiç tanımadığı insanlar için terkettiğini mi? | Open Subtitles | أن أباه تخلى عنه لأجل قوم لا يعرفهم ؟ |
| Onları tanıyan, bildiğim tek adam da kasabada. Adamlar güçlü. | Open Subtitles | الرجل الوحيد الذي أعلم أنه يعرفهم موجود في السجن , إنه ذو نفوذ |
| Polis onları tanımıyor. Uçağımı hazırlayın. | Open Subtitles | نعرفهم، ولا يعرفهم البوليس حضر طائرتى |
| Kim tanır onları? | Open Subtitles | ومن يعرفهم ؟ لا أعرف ؟ |
| Onlar katili tanımıyorlardı ama katil onları tanıyordu. | Open Subtitles | هم لـاـ يعرفوه، لكن هو يعرفهم. |