İyi niyetli olduğuna eminim ama o, nasıl bir duruma girdiğini tam olarak bilmiyor gibi. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أن نواياه صادقة و لكنه لا يبدو أنه يعرف بالضبط ما هو مقبل عليه |
- Söylenene göre parçanın kalbini açığa çıkarıyor ama kimse tam olarak bilmiyor. | Open Subtitles | حسناً، من المفترض أنّه كشف قلب القطعة، لكن لا أحد يعرف بالضبط. |
Kimse tam olarak bilmiyor. Karar verilemedi. | Open Subtitles | لا أحد يعرف بالضبط لم يبت بالأمر قط |
Ve dünya Suç Direnişçileri'nin kim olduğunu gayet iyi biliyor. | Open Subtitles | والعالم أجمع يعرف بالضبط من تكون المقاومة القرمزية |
Ne yaptığını çok iyi bilen biri güvenlik sistemimizi hacklemiş. | Open Subtitles | شخص يعرف بالضبط ما الذي يفعله قد دخل |
Benim nereme dokunacağını çok iyi bilir. | Open Subtitles | يعرف بالضبط أين يلمسني |
Devletin zaaflarından faydalanmayı çok iyi biliyormuş. | Open Subtitles | كان يعرف بالضبط كيف إستغلال نقاط ضعف الحكومة |
Ne istediğini tam olarak bilmiyor maalesef. Problem de o. | Open Subtitles | لا يعرف بالضبط ما يريد تلك المشكلة |
Kimse tam olarak bilmiyor. | Open Subtitles | لا أحد يعرف بالضبط. |
- Kimse tam olarak bilmiyor. | Open Subtitles | -لا أحد يعرف بالضبط |
Bu yüzden bir binanın nasıl yangınla yıkılması gerektiğini iyi biliyor. | Open Subtitles | ولهذا السبب يعرف بالضبط كيف يضرم النيران بالمباني |
Başkanlığa aday olmak ucuza gelmiyor, babam ise kimlere rüşvet verileceğini çok iyi biliyor. | Open Subtitles | الترشح للرئاسة ليس سهلاً، وأبي يعرف بالضبط ما هي الأيادي التي تحتاج إلى دهن. |
Bunu kim yapar? Kim ve ne olduğumuzu çok iyi bilen biri. | Open Subtitles | شخص يعرف بالضبط من و ماذا نكون |
- İşini de çok iyi bilir zaten. | Open Subtitles | -و هو يعرف بالضبط ما يفعله |
Kameraların nerede olduğunu çok iyi biliyormuş. | Open Subtitles | كان يعرف بالضبط أين هي الكاميرا |
Saldırı emrini veren nereye ve nasıl götürüleceğini iyi biliyormuş. | Open Subtitles | من الداخل؟ من أمر بالهجوم كان يعرف بالضبط متى و أين سيتم نقل (هوجس) |