"يعرف حتى" - Translation from Arabic to Turkish

    • bile bilmiyor
        
    • bile haberi
        
    • bile bilmez
        
    • bilmiyor bile
        
    • bile bilmiyordu
        
    • bile bilmeyecek
        
    • bile bildiğinden
        
    • farkında bile
        
    Aslında sistem bir bardak suyun orada olduğunu bile bilmiyor. TED في الواقع، فالنظام لا يعرف حتى أن كوب الماء يوجد هناك.
    Cross'u 20 yıldır görmediğini söylüyor. Hayatta olduğunu bile bilmiyor. Open Subtitles قال انه لم يرى كروس منذ عشرون عاما ولا يعرف حتى ان كان حيا
    Polisler onu suçlayana kadar karısının öldüğünden bile haberi yokmuş. Open Subtitles و لم يعرف حتى أنها ماتت لغاية أعتقاله بتهمة الجريمة
    Uzun süreli ilişkinin ne anlama geldiğini bile bilmez. Open Subtitles إنه لا يعرف حتى كيف تكون العلاقة الدائمة
    O zamandır evde. Karısının öldüğünü bilmiyor bile. Open Subtitles إنه في مصح منذ وقتها ولا يعرف حتى أن زوجته قد ماتت
    Sigara içenler onların orada olduğunu bile bilmiyordu, fakat dudak ve parmaklar arasında bu delikler kapanıyordu. TED لم يكن المدخن يعرف حتى أنهم كانوا هناك. ولكن بين الأصابع والشفاه، الفتحات مسدودة.
    Kimse zamanın durduğunu bile bilmeyecek. Open Subtitles لا أحد يعرف حتى أن ذلك الزمن قد توقف
    Adamın adını bile bildiğinden şüpheliyim. Open Subtitles أنا لا أظن أنه يعرف حتى اسم مزوّده
    Patronun "patates kızartmalı balık" ülkesinde büyümüş ama kendi tarihini bile bilmiyor, çok yazık. Open Subtitles نشأ رئيسك على تناول السمك والبطاطا ولا يعرف حتى تاريخ بلده الأصلي
    Asıl oyuncuların kim olduğunu bile bilmiyor. Open Subtitles هو لم يعرف حتى من الذين كانوا الاعبين الاساسين
    O tatillerin herhangi birinin ne olduğunu bile bilmiyor olabilir. Zavallı küçük adam. Open Subtitles قد لا يعرف حتى ما هي هذه الأعياد، الصغير المسكين.
    Silahın ne olduğunu bile bilmiyor. Open Subtitles اعتقد انه لا يعرف حتى معنى بندقية
    Polisler onu suçlayana kadar karısının öldüğünden bile haberi yokmuş. Open Subtitles و لم يعرف حتى أنها ماتت لغاية أعتقاله بتهمة الجريمة
    Varlığından bile haberi olmadığı kanıtlar bırakmış olabilir. Open Subtitles يمكن أن خلّف بعض الأدلة ولم يعرف حتى بوجودها
    Muhtemelen ondan teknoloji çaldığından bile haberi yoktur. Open Subtitles لا أنت لا تعرفين ذلك من المحتمل أنه لا يعرف حتى بأنها تسرق التقنية
    Hayır. Don asla yalan söylemez. Nasıl söyleyeceğini bile bilmez. Open Subtitles دون لا يكذب أبدا إنه لا يعرف حتى كيف يقوم بذلك ؟
    Babamın ne iş yaptığını bile bilmez o. Open Subtitles إنه لا يعرف حتى أن أبي يتاجر في المخدرات.
    İşe yarayıp yaramadığını kimse bilmiyor bile ve insan üzerindeki etkilerinin ne olduğunu da. Open Subtitles لا أحد يعرف حتى إن كان يعمل، أو ماهي آثاره طويلة الأمد على جسد الإنسان.
    Burada yalnız kaldığımı kimse bilmiyor bile. Open Subtitles لا أحد يعرف حتى انني هنا وحدي
    Bez değiştirmesini bile bilmiyordu. Open Subtitles انه لا يعرف حتى كيفية تغيير حفاضة الطفله
    Sayı bayilere dağıtılana kadar ne olup bittiğini bile bilmeyecek. Open Subtitles دانيال جاهل هو لن يعرف حتى نقص جناحيه
    Yerini bile bildiğinden kuşkuluyum. Open Subtitles اشك لو كان يعرف حتى بموقعها
    Ölü biri, ama henüz farkında bile değil. Open Subtitles انه ميت، وهو لا يعرف حتى ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more