"يعظ" - Translation from Arabic to Turkish

• vaaz
• öğüt

Genelde orada oturur, vaizin vaaz vermesini dinleriz.
.. حسناً، نحن نجلس هناك ونترك الواعظ يعظ

Floransa alevlerin parlak olduğunu ve Keşiş Savonarola'nın hâlâ daha vaaz verdiğini duyduk.
سمعنا اشتعال النيران في فلورنسا وما زال سافونارولا يعظ

John da vaaz vermeyi ve dua etmeyi öğrenmek için Oxford'a gitti.
جون" ذهب إلى "أوكسفورد" ليتعلم كيف يعظ ويصلي"

Hz. İsa, Hades'te Yunanistan'ın tüm ölü ruhlarına vaaz eder.
في مملكة (هاديس) , كان المسيح يعظ أرواح الإغريق الموتى

Nasıl temel ve ahlak katledilirken bu yapılan şeye öğüt verme özgürlüğü denilebilir?
كيف يمكن لواحد أن يعظ بالحرية وهو يدمر الأسس الأخلاقية ؟

Ve burada da papazlara vaaz veriyor.
وهاهو يعظ الأساقف

Annem, hamile olduğunu görebilecekleri şekilde kapıya çıkmış ve babamın vaaz vermek üzere Milwaukee'ye gittiğini söylemiş.
لتقول لهم أن أبي كان موجودا ً فى مولواكا" , يعظ الناس هناك" ... و قالوا ان المسيحى الأبيض الصالح

Annem, hamile olduğunu görebilecekleri şekilde kapıya çıkmış ve babamın vaaz vermek üzere Milwaukee'ye gittiğini söylemiş.
... أمى خرجت و هى حامل بي لتقول لهم أن أبي كان موجودا ً فى مولواكا" , يعظ الناس هناك"

Hayır, tek vaaz veren biz değiliz.
لا، لسنا وحدنا من يعظ الناس

Hayır, Papaz Smith'in atlara ve sığırlara... vaaz vermesini dinlerim daha iyi.
لا، أفضل أن أرى المحترم (سميث) وهو يعظ الثيران والخيول

Rahip vaaz veriyordu.
وكان الراهب يعظ هناك

Ölü bir rahip vaaz veremez.
كاهن ميت لا يستطيع أن يعظ.

Bu gece vaaz verecekti.
كان من المفترض أن يعظ الليلة

Sen insanlara nasıl davranacağıyla ilgili öğüt veren ve çöllerde dolaşan biriyle sorun yaşar mısın?
ألا تمانعي أن تكوني برفقة شخص يجول الصحراء يعظ الناس عن كيف يتصرفون؟

Sanki öğüt veriyormuş gibi.
الامر تقريبا كأنه يعظ

Peki Abraham peşinden gidenlere ne öğüt veriyor?
اذاً ما الذي يعظ به (ابراهام) ليتحكم بتلاميذه؟