"يعلمان" - Translation from Arabic to Turkish

    • biliyorlar
        
    • bilmiyorlar
        
    • biliyorlardı
        
    • bilen
        
    • bilmiyor
        
    • haberleri
        
    Hatta bazılarını kendileri nasıl yetiştireceklerini bile biliyorlar. TED وفي الواقع يعلمان كيفية زراعته بأنفسهم.
    Birbirlerine asla dokunamayacaklarını biliyorlar, fakat denemekten asla vazgeçmiyorlar. Open Subtitles إنهما يعلمان أنهما لم يتماسا و لكنهما لن يتوقفا عن المحاولة
    Her zaman yanlarında olacağımı biliyorlar. Bu yeter onlara. Open Subtitles يعلمان أن بوسعهما الاعتماد عليّ، بهذه البساطة.
    Bu ikisi, "com-shuk"un ne olduğunu bile bilmiyorlar. Anlat onlara. Open Subtitles هذان الإثنان لا يعلمان ما هو الإتصال , أخبرهما ؟
    Onları affet, çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar. Open Subtitles فقط إغفري لهما لأنهما لا يعلمان ما فعلاه بك
    Dinle llya, bu çift gümrükten geçmenin püf noktalarını ya da pasaport hakkında çok şey biliyorlardı. Open Subtitles هذان الإثنان بدا أنهما يعلمان أشياء رهيبة حول الجوازات الأجنبية والتسلل عبر الحدود وأشياءً أخرى
    Hâlâ yaşadığını bilen tek bilen iki kişi, şu anda baktığın iki kişi. Open Subtitles الشخصان الوحيدان الذين يعلمان بأنك مازلت حياً هما الذان يقفان أمامك الأن
    Kulağa biraz garip gelecek, ama ailem içtiğimi bilmiyor yani merak ediyordum da söylemez... Open Subtitles هذا غريب لأن والداي لا يعلمان بأني أدخن لذا كنت آمل ألا تخبرهم
    Sizinle bir daha görüşemem. Her şeyi biliyorlar. Open Subtitles ولا يمكنني رؤيتكما بعد الآن إنهما يعلمان كل شيء
    George'un karısı ve kızı şehir, şehir dışında ve öldüğünü bilmiyorlar, veya biliyorlar ve burayı terkettiler. Open Subtitles حسنٌ، إمّا أن تكون زوجته و ابنته خارج البلدة، ولم تعلما بموته . أو أنهما يعلمان بموته، وقد هربتا
    Onların tanıkları daha güçlü ve bunu biliyorlar. Open Subtitles الشهود الذين يدعمونها أفضل من شهودنا و هما يعلمان ذلك
    Ne dersiniz? Sizce kuşun ne olduğunu onlar biliyorlar mi? Open Subtitles هل هما يعلمان ماهية هذا الطائر ؟
    Senin bildiğini biliyorlar ama Rachel'ın bildiğini bilmiyorlar mı? Open Subtitles يعلمان أنك تعرف ولكنهما لا يعلمان أن (رايتشل) كشفت سرّهما أيضاً
    Peşlerinde olduğumuzu biliyorlar. Open Subtitles يعلمان أنّنا نطاردهما
    Bildiğimizi bildiklerini bildiğimizi bilmiyorlar. Open Subtitles لكنهما لا يعلمان أننا نعلم أنهما يعلمان أننا نعلم
    O çocuklar nasıl davranacaklarını bilmiyorlar. Sadece sinir bozuyorlar. Open Subtitles هؤلاء الفتيان لا يعلمان كيف يتصرفان، إنهما يقومان بخلق المشاكل
    Bekle biraz, yani senin bu gece şarkı söyleyeceğini bilmiyorlar mı? Open Subtitles اذا هما لا يعلمان اننا سنغني هذه الليله ؟
    Garajınızda bir laboratuar kurduğunu biliyorlardı herhâlde. Open Subtitles لابدّ أنّهما كانا يعلمان أنّ هناك معمل للمُخدّرات في القبو.
    Burada kalamayacağını biliyorlardı yoksa o gece gördüklerini hatırlayabilirdi bu yüzden onu gönderdiler. Open Subtitles يعلمان أنه لا يمكننا تحمل وجوده في الارجاء أو ربما سيتذكر ما رآه تلك الليلة إذا ،جعلاه يبتعد
    Sana yardım etmelerine izin vermeyeceğini biliyorlardı dolaylı yoldan yaptılar o yüzden. Open Subtitles يعلمان بأنكِ لن تسمحي لهما بمساعتدك على الأقل بشكل مباشر
    Şu anda o bedende kilitli halde bir Huston olduğunu bilen yalnızca biziz. Open Subtitles جسناً، الآن نحن الوحيدان اللذان يعلمان أنه يوجد ما تبقى من هيوستون محبوس في هذا الجسد
    Ve onun ailesi de senin siyah olduğunu bilmiyor? Open Subtitles ووألدايها لا يعلمان أنك أسود البشرة؟
    Bundan haberleri yok, tamam mı? Open Subtitles انهما لا يعلمان إني أحتاج إليه ، حسناً ؟ هذا هو الأمر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more