Onların çoğu doğru olanı yapmaya çalışıyor, fakat neyin doğru olduğunu bilmek zorundalar ve o şey de işliyor olmak zorunda. | TED | معظمهم في الحقيقة يرغبون بعمل الأمر الصحيح، لكن عليهم أن يعلموا أولاً ما هو هذا الأمر ، لينجح الموضوع. |
Eğer gerçekten elçilikten geliyorlarsa dosyalar hakkında bir şey biliyor olamazlar. | Open Subtitles | لانه اذا كانوا فعلاً من السفارة فإنهم لن يعلموا شيء عنها |
Her an her ayrıntıyı izlediğimi bilmeleri gerekiyor. Her şeyden haberdar olduğumu bilmeliler. | Open Subtitles | يجب أن يعلموا أني أراقبهم,و أن لا شئ واحد يفوتني |
Bunun geleceğin büyük topluluğu olduğunu biliyorlar. Bunu çözmeleri gerekiyor. | TED | إنهم يعلموا أن هذا هو الجمهور الكبير في المستقبل. ويحتاجون لفهمه. |
- Beni kiraladın. - Benden haberleri olması şart mı? | Open Subtitles | ولكنك استأجرتنى هل لابد ان يعلموا بشأنى ؟ |
Gemide olduğumuzu bilmiyorlar. Yoğun bir şekilde korumaları için sebep yok. | Open Subtitles | انهم لا يعلموا اننا على السفينة ليس هناك سبب لحراسة قوية |
Ve insanlara onlar hakkında sorular sordum ve evet, bu olayı biliyorlardı, fakat hiç bir şey bilmiyorlardı. Nereden geldiklerine dair, ya da herhangi başka bir şey. | TED | وسألت الناس عن ذلك ونعم، يعلمون بذلك، ولكنهم لم يعلموا شيئاً، من أين أتت، أو أي شيء. |
Çünkü bu insanların, senin gerçekte ne çeşit bir insan olduğunu bilmelerini istemiyorsun. | Open Subtitles | لأنك لا تريدين لهؤلاءِ الأشخاص أن يعلموا من أيِّ نوعٍ من الفتياتِ أنتِ |
Neyin ne kadar ettiğini bilmek, bir faturayı tartışmayı öğrenmek, onları, arkadaşları ve aileleri yaralayan problemi çözmemize yardım etmek istediler. | TED | يريدون أن يعلموا تكلفة هذه الأشياء، ويتعلموا كيف يساومون بقيمة الفواتير، ويساعدونا في حل هذه المشكلة التي تضرهم هم وأصدقائهم وعائلاتهم. |
Herkes ne olacağını bilmek istiyor! | Open Subtitles | يريد الجميع أن يعلموا الآن ما الشيء التالي الذي ستفعله |
Onlara kaça patlayacağını biliyor olmalılar. | Open Subtitles | كانوا هناك بالفعل لابد أن يعلموا كم يكلفهم هذا |
Mr. Brunner'ın ailesinin izini aramalıyım. Konuştuğum son kişiydi, ve nasıl cesur biri olduğunu bilmeleri gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | فقد كنت اَخر من تحدث إليه وأشعر بأنهم يجب أن يعلموا كم كان شجاعاً |
Neyi nasıl söyleyeceklerini iyi biliyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الفتيات الفرنسيات يتعمقوا بالدور بحق انهم يعلموا بحق بما كل يفعلوا |
Bu izcilerin kendilerine neyin çarpıcağından hiç bir haberleri yok. | Open Subtitles | أولئك الكشافة لن يعلموا أبدا مالذي أصابهم |
Çünkü ne Nikki ne de Angelo bilgisayar kullanmayı bilmiyorlar | Open Subtitles | لانه لا انجيلو و لا نيكي يعلموا كيفية استخدام الكمبيوتر |
Bay Jermans ve ahbapları ise ne yapacaklarını bilmiyorlardı. | Open Subtitles | بالنسبة للسيد جونز السكير وزمرته لم يكونوا يعلموا ما يفعلون |
Onların, kızlık zarının bekaret kanıtı olarak kullanılamayacağını bilmelerini istiyoruz. | TED | نريد أن يعلموا أنه لا يمكن استخدام غشاء البكارة كدليل على العذرية. |
Bu kaydın inceleneceğini mutlaka ki biliyorlardı. | Open Subtitles | كان لا بد أن يعلموا أن الشريط سيتم تكذيبه |
10 dakika öncesine kadar, cezaevinin Tins'in kaçtığından haberi bile yoktu. | Open Subtitles | سجن الولايه لم يعلموا بأن تينز هرب إلا قبل عشرة دقائق |
Seni bağışlayabilirim; haklı gerekçelerin var. Ama insanların nedenini bilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | يسعني إنقاذك، كان هناك تبرير لكنّ الناس يجب أن يعلموا بالسبب |
Seni sağ bırakmamızın özel bir nedeni olup olmadığını öğrenmek isteyecekler. | Open Subtitles | ولكنهم سيودّون أن يعلموا ما المميّز بك الذي جعلنا نتركك ترحل |
Evet, aslına bakarsan, onlar bilmeyecek. Arabam nasılsa orada. | Open Subtitles | نعم, لن يعلموا بذلك، فالسيارة موجودة هناك |
Böylece nerede olduklarını veya piramidin hangi kısmında çalışacaklarını bilmeyecekler. | Open Subtitles | وبذلك لن يعلموا أين كانوا ولا بأيه منطقة داخل الهرم كانوا يعملون. |