Benden ne kadar nefret ettiğinizi biliyorlar. | Open Subtitles | يعلمون بأنك تمقتينني وتتمنين موتي. يمكنهم أن يروا. |
Evet ve az önce onları Doktor'a sattığını da biliyorlar. | Open Subtitles | نعم، و يعلمون بأنك قد تخليت عنهم لصالح الدكتور |
Vaazları, Kudüs'te dinlerlerse senin onları rahat bırakmayacağını biliyorlar. | Open Subtitles | انهم يعلمون بأنك ستضطهدهم اذا كانوا يستمعون الى واعظ في اورشليم |
Bankanın battığını herkes biliyor. Her şeyinin o bankada olduğunu bilmiyorlar! | Open Subtitles | فالجميع يعلم بإفلاس البنك لا يعلمون بأنك كل ما تملك كان فيه |
Herkes beni geri çevirirken, bana küstah ve inceliksiz müzisyen derlerken, ikinci parçamı tamamlamama yardım etmek için annenin takılarını sattığını bilmiyorlar. | Open Subtitles | ..انهم لا يعلمون بأنك بعت جواهر والدتك لتساعديني علي الانتهاء.. من مقطوعتي الثانية |
ve senin en iyisi oldugunu biliyorlar. | Open Subtitles | و يعلمون بأنك الافضل |
- Onları oyuna getirdiğini biliyorlar. | Open Subtitles | -أنهم يعلمون بأنك خدعتهم |
- Araştırdığını biliyorlar Beth - Ama arkamı kolluyorsun değil mi? | Open Subtitles | (يعلمون بأنك تحققين في الأمر يا (بيث |
Senin de o zamanlar küstah ve inceliksiz bir müzisyen olduğumu düşündüğünü bilmiyorlar, ki haklıydın. | Open Subtitles | ..انهم لا يعلمون ..بأنك انت ايضاً ..كنتي تعتقدين بأني موسيقار اخرق وجاهل |
Burada olduğunu bilmiyorlar değil mi? | Open Subtitles | لا يعلمون بأنك هُنا، صحيح؟ |
Senin ISI ajanı olduğunu bilmiyorlar. ... bir sonra ki haber sen olursun. | Open Subtitles | (توفيق)، هؤلاء الناس الواقفين في الخارج، لا يعلمون حقيقتك.. لا يعلمون بأنك عميل للمخابرات الباكستانية إذا لم نعثر على (جافيد) في هذا العنوان الذي أعطيتنا إياه |