En azından senin cadı olduğunu biliyor. Bir şey saklamak zorunda değilsin. | Open Subtitles | على الأقل هو يعلم أنك ساحرة ليس عليك أن تخفي أي شيء |
Herkes o şoförün akşamları kulübende olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الجميع يعلم أنك أبقيت ذلك السائق في كوخك تلك الليالي |
Senin iyi olduğunu biliyor ve sevgilerini gönderdi ve iş birliği yapmak istiyor. | Open Subtitles | هو يعلم أنك بخير وهو يرسل حبه وهو يريدك أن تتعاوني معنا |
Dediğin kadar benzeseydik ikimiz de biliyoruz ki onu öldürürdün. | Open Subtitles | لو كنا متشابهين كما قلت، فكلانا يعلم أنك كنت ستقتله. |
Lütfen, bunu yapmakta çok kabiliyetsiz olduğunu bence ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | أرجوك، أعني، أظن كلانا يعلم أنك غير قادر على عمل هذا. |
Herkes senin para ve bedava yemek için neler yaptığını bilir. | Open Subtitles | الجميع يعلم أنك تغذي أكثر على المال، مما كنت تناول الطعام. |
Kamp dışında kimse sizin bunu yaptığınızı bilmiyor mu? | Open Subtitles | لا أحد من خارج هذا المعسكر يعلم أنك تفعلين ذلك |
Ee, erkek arkadaşın Campbell kriyojenik firması için çalıştığını biliyor mu? | Open Subtitles | إذاَ, هل حبيبك كامبل يعلم أنك تعملين لصالح شركة التجميد؟ |
Vince burada olduğunu biliyor. | Open Subtitles | انظري,فينس يعلم أنك هنا يجب علينا الخروج من هنا |
O kadar paranız olduğunu biliyor. Bu parayı bulmakta zorlanmayacağınızı biliyor. | Open Subtitles | الأن هو يعلم أنك تسطيع تدبيره، يعلم أنه لا توجد مشكلة لديك في الدفع |
Senin fakir olduğunu, iki kızın ve bunamış bir annem olduğunu biliyor. | Open Subtitles | وهو يعلم أنك فقير ولديك ابنتان صغيرتان وأم خرفة |
CIA'den olduğunu biliyor. | Open Subtitles | في هذا المطعم بعد خمس دقائق من الآن إنه يعلم أنك عميل للاستخبارات |
Akıllı olsaydım, muhtemelen senin gibi olacaktım çünkü herkes senin en iyi olduğunu biliyor. | Open Subtitles | و لو كنتُ ذكياً ، كان من المحتمل أن أكون مثلك لأن كل شخص يعلم أنك الأفضل. |
Heather, herkes yanlış adamla birlikte olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الجميع يعلم أنك أحرزنا ينزع الرجل الخطأ. |
Ona kasten çarpmadigini ikimiz de biliyoruz ama suçlama öyle olacak. | Open Subtitles | كلانا يعلم أنك لم تصدمه عن قصد، لكنهم سيتبعون هذه الطريقة. |
Dediğin kadar benzeseydik ikimiz de biliyoruz ki onu öldürürdün. | Open Subtitles | لو كنا متشابهين كما قلت، فكلانا يعلم أنك كنت ستقتله. |
Güney Luisiana'da hepimiz biliyoruz ki yemek teklifini reddetmeyiz. | TED | والأن، في جنوب لويزيانا، جميعنا يعلم أنك لا تستطيع رفض الطعام. |
Herkes bilir dilin kemiği yoktur! | Open Subtitles | الجميع يعلم أنك كذاب طليق اللسان تجيد الإقناع |
Burada olduğunuzu bilmiyor, ve bilmeyecek de. | Open Subtitles | إنه لا يعلم أنك هنا، ولن يعلم. هل تناول طعاما؟ |
Evet Raddimus. Danielle senin iki türlü çalıştığını biliyor mu yoksa söylemedin mi? | Open Subtitles | تباً ,"ردميس" ,هل "دانيل" يعلم أنك تحب هذه الطريقة ؟ |
Çünkü, Allah da biliyor ki hayatında mutlu olmanı isterim. | Open Subtitles | لأن الله يعلم أنك تستحق الأشياء الجيدة في هذه الحياة |
Muhtemelen baş komiserle yakın olduğunuzu biliyor. | Open Subtitles | من المحتمل أنه يعلم أنك والمشرفة مقربين |
llleana, Leclair senin evde olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | إليانا، لكلير يعلم أنك كنت بالمنزل. |