"يعلم أنك" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu biliyor
        
    • biliyoruz
        
    • bilir
        
    • bilmiyor
        
    • biliyor mu
        
    • biliyor ki
        
    • olduğunuzu biliyor
        
    • olduğunu biliyordu
        
    En azından senin cadı olduğunu biliyor. Bir şey saklamak zorunda değilsin. Open Subtitles على الأقل هو يعلم أنك ساحرة ليس عليك أن تخفي أي شيء
    Herkes o şoförün akşamları kulübende olduğunu biliyor. Open Subtitles الجميع يعلم أنك أبقيت ذلك السائق في كوخك تلك الليالي
    Senin iyi olduğunu biliyor ve sevgilerini gönderdi ve iş birliği yapmak istiyor. Open Subtitles هو يعلم أنك بخير وهو يرسل حبه وهو يريدك أن تتعاوني معنا
    Dediğin kadar benzeseydik ikimiz de biliyoruz ki onu öldürürdün. Open Subtitles لو كنا متشابهين كما قلت، فكلانا يعلم أنك كنت ستقتله.
    Lütfen, bunu yapmakta çok kabiliyetsiz olduğunu bence ikimiz de biliyoruz. Open Subtitles أرجوك، أعني، أظن كلانا يعلم أنك غير قادر على عمل هذا.
    Herkes senin para ve bedava yemek için neler yaptığını bilir. Open Subtitles الجميع يعلم أنك تغذي أكثر على المال، مما كنت تناول الطعام.
    Kamp dışında kimse sizin bunu yaptığınızı bilmiyor mu? Open Subtitles لا أحد من خارج هذا المعسكر يعلم أنك تفعلين ذلك
    Ee, erkek arkadaşın Campbell kriyojenik firması için çalıştığını biliyor mu? Open Subtitles إذاَ, هل حبيبك كامبل يعلم أنك تعملين لصالح شركة التجميد؟
    Vince burada olduğunu biliyor. Open Subtitles انظري,فينس يعلم أنك هنا يجب علينا الخروج من هنا
    O kadar paranız olduğunu biliyor. Bu parayı bulmakta zorlanmayacağınızı biliyor. Open Subtitles الأن هو يعلم أنك تسطيع تدبيره، يعلم أنه لا توجد مشكلة لديك في الدفع
    Senin fakir olduğunu, iki kızın ve bunamış bir annem olduğunu biliyor. Open Subtitles وهو يعلم أنك فقير ولديك ابنتان صغيرتان وأم خرفة
    CIA'den olduğunu biliyor. Open Subtitles في هذا المطعم بعد خمس دقائق من الآن إنه يعلم أنك عميل للاستخبارات
    Akıllı olsaydım, muhtemelen senin gibi olacaktım çünkü herkes senin en iyi olduğunu biliyor. Open Subtitles و لو كنتُ ذكياً ، كان من المحتمل أن أكون مثلك لأن كل شخص يعلم أنك الأفضل.
    Heather, herkes yanlış adamla birlikte olduğunu biliyor. Open Subtitles الجميع يعلم أنك أحرزنا ينزع الرجل الخطأ.
    Ona kasten çarpmadigini ikimiz de biliyoruz ama suçlama öyle olacak. Open Subtitles كلانا يعلم أنك لم تصدمه عن قصد، لكنهم سيتبعون هذه الطريقة.
    Dediğin kadar benzeseydik ikimiz de biliyoruz ki onu öldürürdün. Open Subtitles لو كنا متشابهين كما قلت، فكلانا يعلم أنك كنت ستقتله.
    Güney Luisiana'da hepimiz biliyoruz ki yemek teklifini reddetmeyiz. TED والأن، في جنوب لويزيانا، جميعنا يعلم أنك لا تستطيع رفض الطعام.
    Herkes bilir dilin kemiği yoktur! Open Subtitles الجميع يعلم أنك كذاب طليق اللسان تجيد الإقناع
    Burada olduğunuzu bilmiyor, ve bilmeyecek de. Open Subtitles إنه لا يعلم أنك هنا، ولن يعلم. هل تناول طعاما؟
    Evet Raddimus. Danielle senin iki türlü çalıştığını biliyor mu yoksa söylemedin mi? Open Subtitles تباً ,"ردميس" ,هل "دانيل" يعلم أنك تحب هذه الطريقة ؟
    Çünkü, Allah da biliyor ki hayatında mutlu olmanı isterim. Open Subtitles لأن الله يعلم أنك تستحق الأشياء الجيدة في هذه الحياة
    Muhtemelen baş komiserle yakın olduğunuzu biliyor. Open Subtitles من المحتمل أنه يعلم أنك والمشرفة مقربين
    llleana, Leclair senin evde olduğunu biliyordu. Open Subtitles إليانا، لكلير يعلم أنك كنت بالمنزل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more