"يعلم عن" - Translation from Arabic to Turkish

    • haberi
        
    • bilmiyor
        
    • haberdar
        
    • biliyor mu
        
    • haberdardı
        
    • bildiği
        
    • hakkında bilgisi
        
    • bilmemeli
        
    • biliyordu
        
    Onun Wesenrein'dan haberi var, o yüzden senin de olduğunu düşünüyoruz. Open Subtitles هو يعلم عن الفيسنرين لذا نحن متاكدين من انك تعلم ايضا
    Kimsenin bahisten haberi olmadığı için Clyde ona kazık atmıştı. Open Subtitles لكن لم يكن أحد يعلم عن الرهان لذلك سبقه كلايد إليها
    Bak bakalım başka kimin haberi varmış. Open Subtitles انظر لو علمت من ايضا يعلم عن هذا, و انت تستطيع ان تبدا مع
    Cava Krallığı'nı bilen bir beyaz lakin resmi davette "Batik" giyilmesi gerektiğini bilmiyor. Open Subtitles اجنبي من يعلم عن مملكة كافا لكن لا يلبس الباتيك في المناسبات الرسمية
    Onun Big Bang hakkında bir bilgisi yoktu, evrenin genişlediğinden de haberdar değildi. TED لم يكن يعرف عن الإنفجار الكبير . لم يكن يعلم عن تمدد الكون.
    Çok mantıksız. Şimdi bunu herkes biliyor mu? Open Subtitles هذا لم يكن مفيد ، الجميع يعلم عن الامر الآن صحيح ؟
    Teknolojiden haberdardı. Aygıtı hiç bulamadı, ama bulmasına da gerek kalmadı. Open Subtitles يعلم عن التقنيه , أنه فى الواقع لم يجد الجهاز , لكنه أيضاً لا يحتاج ذلك
    İyi bir yurttaş olmak komşusunun yasadışı dergileri olduğunu bildiği halde onları ele vermemektir. Open Subtitles مواطن صالح صادف انه يعلم عن حيازه جاره لمنشورات - غير قانونيه
    Bir anda hayatıma girdi, yaptığım işler hakkında bilgisi var, babamın bıraktığı mirası biliyor...? Open Subtitles لقد ظهر فقط في حياتي هو يعلم عن عملي هو يعلم عن إرث والدي
    Huzura tek başıma, kendi isteğimle geldim. Kimsenin de bundan haberi yok. Open Subtitles جئت إليك لوحدي وبإرادتي الحرة ولا أحد يعلم عن هذا
    Bu nottan haberi olunca muhtemelen benimki beni kesecek. Open Subtitles أبيّ على الأرجح سوف يسحقني عندما يعلم عن هذه الدرجة
    Tam olarak anlayamadık ama birinin canavar ölümlerinden haberi var. Open Subtitles حسناً , لقد كان تلميح مبهم نوعاً ما لكن علي ما يبدو شخص آخر يعلم عن قتل الوحوش
    Sonuçta yetimhaneden haberi vardı. Bana da öyle tuzak kurmaya çalıştı. Open Subtitles هو يعلم عن الميتم هكذا حاول تلفيق التهم لي
    Kimsenin bu ittifaktan haberi yok, bu avantajımızı korumalıyız. Open Subtitles لا أحد يعلم عن هذا التحالف، علينا أن نحمي هذه الميزة.
    Ve adam eğer gerçekten Karındeşen Jack'tiyse 1800'lerdendi, yani silahları bilirdi ama plastik mermilerden haberi olmazdı. Open Subtitles ولو كان حقّا جاك السفاح فقد كان ينتمي للقرن 19 و يعلم عن المسدسات لكن لا يعلم عن الرصاص المطاطي
    Sen kasabaya gelinceye kadar kimse bu ilişkiyi bilmiyor muydu? Open Subtitles ولا احد يعلم عن علاقتي الى ان تاتي الى القريه؟
    Şüpheler alerjisinden haberdar olan tek kişide yoğunlaşıyor. Open Subtitles مازال الأمر يعود لشخص وحيد يعلم عن حساسيتها للإسبرين
    - İkimizi biliyor mu? Open Subtitles هل يعلم عن علاقتنا ؟
    Daha önceki iki olaydan da haberdardı. Open Subtitles هل كان يعلم عن الهجومين الأولين ؟
    bildiği için mutluyum. Kung Lao ve benim yaşadığımız aşkın tanımı. Open Subtitles حسنا، يسرني أنه يعلم عن حبي (بيني وبين (كانج لو
    Çünkü form hakkında bilgisi olmayan masum bir insanın-- Open Subtitles لأني لا أريد لشخص برئ الذي لا يعلم عن الموضوع...
    Todd, bunu hiç kimse bilmemeli. Open Subtitles تود لا يوجد اي شخص يجب أن يعلم عن هذه
    Son kurban hakkında çok şey biliyordu ve cesedi görmekten etkilendiğini itiraf etti. Open Subtitles ، هو يعلم عن الضحية الأخيرة . و هو إعترف بنزوله لرؤيتها ميتة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more