NASA'da çalışan bir ekonomist olarak zamanımın çoğunu, evrene açılışımızın ekonomik kökenlerini düşünerek geçiriyorum. | TED | وكخبيرٍ اقتصادي يعملُ في ناسا، أمضي الوقت في التفكير في الأصول الاقتصادية لحركتنا إلى الكون. |
Bu yüzden hali hazırda burada çalışan birisini atamak istemiyorum. | Open Subtitles | لِذا لا أُريدُ تَرقيةَ أحدٍ يعملُ هُنا أصلاً |
Bir şeyi tartıştığınız zaman, nedenleri ve kanıtları olan birini ikna edemezsiniz çünkü mantık yürütme bu şekilde çalışmıyor. | TED | إذا كنتم تناقشون شيئًا، لن تستطيعوا إقناع الشخص الآخر بالأسباب والدليل، بسبب ليست هذه الطريقة التي يعملُ فيها المنطق. |
- Olacaktı. - Kimliği ortaya çıkmıştı. Bizim için çalıştığını öğrenmişlerdi. | Open Subtitles | حسبتُ أنّ أمره انكشفَ، و علموا أنّه يعملُ معنا. |
Evinde, çok çalışmış, az maaş almış her polis sana güveniyor. | Open Subtitles | في بلدنا كلُّ شرطي يعملُ جاهداً ويُستهان به, يضع أماله عليك. |
Ölümünün bir açıklaması olmadığı fikrine inanmayı reddettim. Doktorunu araştırdığımda onun Ziyaretçilerle birlikte çalıştığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | لم أقبل عدمَ وجودِ تفسيرٍ فتحرّيتُ عن طبيبه، و وجدتُ أنّه يعملُ مع الزائرين. |
Babam çok çalışır. Benimle fazla zaman geçirmez. | Open Subtitles | أبي يعملُ بكثرة، لذلك لا يجد الوقت ليقضيه معي. |
Evet, danışmanlık merkezinin birinde gençlerle çalışan bir arkadaşım var. | Open Subtitles | نعم، لديّ صديقٌ يعملُ مع المراهقين في مركز الاستشارة. |
Eğer seni evden ayrılmaya ikna ettiyse önemlidir, onun için çalışan biri olabilir. | Open Subtitles | أنه يهم لو أنها أقنعتكٌ بأن تُغادر ولديها أحداً أخر يعملُ معها |
Bunun için S.P.K'da çalışan sevgilinizden daha iyi bir tercih olabilir mi? | Open Subtitles | من الذي يفعل أفضل من ذلك غيرُ حبيبك الذي يعملُ بلجنةِ الأوراقِ المالية والبورصات؟ |
Okuldan sonra çalışan çocuklara benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنَّه كان يعملُ في متجرٍ رياضيٍ بعد إنتهاءِ دوامِ المدرسة |
Diğer çete için çalışan her kişiden 10.000 dolar kadar para istedi. | Open Subtitles | أي أنه كان يريد عشرة الآف من كُل شخص يعملُ لـ عصابةٍ أخرى |
Diğer çete için çalışan her kişiden 10.000 dolar kadar para istedi. | Open Subtitles | أي أنه كان يريد عشرة الآف من كُل شخص يعملُ لـ عصابةٍ أخرى |
Moleküler patlatıcım düzgün bir şekilde çalışmıyor her şeyin içini dışına çıkartıyor. | Open Subtitles | "المُصغر الجزيئي" لا يعملُ جيداً للآن إنه يدمّر الأشياء من الداخِل للخارج |
Beynin diğerleri gibi çalışmıyor değil mi? | Open Subtitles | إنَّ عقلكَ لا يعملُ بكفاءةٍ مثل أيِّ عقلٍ آخر, أليس كذلك؟ |
Telefonumdaki GPS düzgün çalışmıyor. | Open Subtitles | إنَّ جهازَ الملاحةِ لا يعملُ بكفؤٍ في هاتفي |
Yolladığın fotoğraf sayesinde kiminle çalıştığını anlama imkanımız oldu. | Open Subtitles | حسناً, شكراً لكـ ...لقد أوضحت الصورةُ التي أرسلتَ لنا عن هويةِ الشخصِ الي يعملُ معه |
Yeğeniniz Dimitri Skontos'un burada çalıştığını biliyoruz. | Open Subtitles | علمنا بأن أبنِ أختُكَ (ديميتري سكونتوس) يعملُ هُنا |
Hey, Chicago Med'de kimin çalıştığını biliyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | أتعلم, من يعملُ في "مستشفى شيكاغو"؟ |
Ve iki gün önce, benim eskiden burada çalışmış olduğumu düşünüyorlardı. | Open Subtitles | وقبل يومين، لقد ظنوا بي أنني شخصٌ إعتادَ بأن يعملُ هنا. |
Ve iki gün önce, benim eskiden burada çalışmış olduğumu düşünüyorlardı. | Open Subtitles | أنني شخصٌ إعتادَ بأن يعملُ هنا. إنظر إلينا الآن. |
Kiminle çalıştığı hakkında bir şey buldun mu? | Open Subtitles | الدينا اي دلائل عن هوية من كانَ يعملُ لهُ؟ |
Ortaklarının isimleri, aldığı takdirnameler, kapanan vakaları öldüğünde üzerinde çalıştığı vakalar. | Open Subtitles | انّها قائمة بشركائه ، بانجازاته ... القضايا المغلقة قضايا كان لا يزال يعملُ عليها |
Gerçekten tüm bunların ne anlama geldiğini bilmiyorum ama çok çalışır. | Open Subtitles | أنا لا أعرف , أنا حقا لا أعرف ماذا تعني و لكن, إنهُ يعملُ كثيراً. |