Her şeyde çok verimli ve sıkı çalışır. | Open Subtitles | أو بكفاءة ، هو فقط يعمل بجهد في كل شيء |
Kumarhane benimle aynı tarafta olmak için sıkı çalışır, bu yüzden onlara haftasonu kimin girip kimin çıktığıyla ilgili sorun çıkarmam. | Open Subtitles | الكازينو يعمل بجهد ليبقى على جانبي الطيب لذا لا اقوم بمشاكل للقوم الذين يلقون نظرة دقيقة عن المكان هناك طوال عطلة نهاية الأسبوع |
Çoktan ekibi çalışıp çok hassas makineler kuruyorlar oraya. | Open Subtitles | لديه فريق يعمل بجهد لتركيب معدات معقدة هناك |
Benedict dürüsttü, çok çalışırdı ve her şeyin korkusuzca üstüne giderdi. | Open Subtitles | بينيديكت كان شريفا و يعمل بجهد و يواجه الأمور بمسؤولية |
Ayrıca şu Chopper gerçekten sıkı çalışıyor. | Open Subtitles | و يبدو بأن تشوبر يعمل بجهد هو الآخر . |
Okuldakilerden Gi Hyun'un gerçekten çok çalıştığını duydum. | Open Subtitles | سمعت من الناس الذين يعملون بالمدرسة ..أن غي هيون يعمل بجهد كبير |
Çoktan ekibi çalışıp çok hassas makineler kuruyorlar oraya. | Open Subtitles | لديه فريق يعمل بجهد لتركيب معدات معقدة هناك |
- Sabahtan akşama kadar çok çalışırdı. | Open Subtitles | إنه يعمل بجهد كبير |
Sean çok sıkı çalışıyor. | Open Subtitles | شون) ، يعمل بجهد) |
Burada ne kadar çok çalıştığını biliyor. | Open Subtitles | هي تعلم أنه يعمل بجهد كبير عندي. |