Bu bir göçebe hayali Amerikan rüyasının bir başka türü genç rençperlerin, gezginler, otostopçuların ve serseriler yaşadığı... | TED | هذا هو الحلم المترحل، نوع آخر من الحلم الأمريكي يعيشه شباب متجولون ومسافرون، ومتنقلون ومتشردون وصعاليك. |
Bitki dünyasının yaşadığı bu zaman ölçeği tam olarak onlara uygun bir ölçektir | Open Subtitles | هذا المقياس الزمني الذي يعيشه عالم النباتات هو بالضبط ذلك المقياس المتذبذب. |
Belki de bütün bu yaşadığı dünya bir illüzyondan öte bir şey değildi. | Open Subtitles | لذلك ربما يكون العالم كله الذي يعيشه مجرد وهم |
İnsan doğasını tasarlamak, insanların yaşadığı ve çalıştığı kurumları tasarlamakla olur. | TED | لقد شكلنا طبيعة البشر عن طريق تشكيل المؤسسات حسب ما يعيشه الناس و ما يعملون . |
Nazarene yaşadığı sürece benim gücüm azalıyor. | Open Subtitles | أن كل يوم يعيشه النصرانى فان قوتى تضعف |