"يغضبني" - Translation from Arabic to Turkish

• kızdıran
• kızdırıyor
• sinir
• kafamı
• rahatsız
• kızdırdı
• canımı sıkıyor
• sinirlendiriyor
• beni deli ediyor
• üzüyor
• bozuyor
• kızdırmaya
• kızdırdığını
• sinirlendiren

Ve beni en çok kızdıran şey de, hep daha fazla acı çekmek için ona dönmek istemen.
وما يغضبني هو انك اكثر من مستعده لتعودي للمزيد

Oğlumu korkutan bir caninin dışarıda serbestçe dolaşması beni çok kızdırıyor.
يغضبني كثيراً وجود وحش بالخارج يفزع ابني

Şey, tabii ki biliyordum ama yine de insanların benden sadece kurabiyelere ve bebeklere ve alışverişe önem veren eğitimdeki mükemmel-küçük-eş olmamı beklemeleri sinir bozucu.
, حسناً , بالطبع كنت اعرف لكن مازال هذا يغضبني أن الناس يظنون أن . . أكون تلك الزوجة المثالية المتدربة التي

Lanet şeylerle uğraşmak kafamı bozuyor.
يغضبني للقيام بهذه الأعمال .السيئة

Beni esas rahatsız eden yanlış bilgilendirildiğim... bu saçmalıkları Parlamentoda... bizzat benim savunacak olmam...
ولكن ما يغضبني أكثر بأنني من.. سوف يقف ضمن البرلمان... وإذا ما كنتُ مطّلعاً بشكل خاطئ...

Bu beni kızdırdı çünkü o sürtüğe dünyanı sallaması için iyi para ödedim.
هذا يغضبني لأني دفعت لها مالاً كثيراً لتدللك مقدماً

Çok canımı sıkıyor. Kendine sakla bunları!
كلامك يغضبني حقاً

78 yıldır insanlardan bu şeyi dinliyorum ve söylemeliyim ki, bu şey beni sinirlendiriyor.
سمعت هذا الكلام من الناس طيلة 78 عام ويمكنني أخبارك أن هذا يغضبني.

Bir çocuğu kurtarırken zavallı adamın ölmesi beni deli ediyor.
هذا يغضبني لأن رجل مسكين حاول إنقاذ طفل قد قتل

Benim asıl kızdıran şu; fikir benden çıkmıştı. Ona başından beri kendi barını açması gerektiğini söyleyen bendim.
ما يغضبني أنها كانت فكرتي أنا من أخبرته بأن يفتت حانة خاصة به

Beni kızdıran şey o masada seni beceren tek kişinin ben olmadığımı bilmek.
أتعرفين ما يغضبني؟ ما يغضبني أنني أعرف أنني لم أكن الوحيد على الطاولة الذي ضاجعك

Aramamasından daha fazla beni kızdıran şey beni arayacağını düşünecek kadar salak olmam.
ولست واثقاَ ما يغضبني أكثر عدم اتصاله أم غبائي لأعتقد أنه سيفعل

Senin gibi adamların kendi yakaladıkları anları har vurup harman saçmasını görmek beni kızdırıyor.
أن أرى أشخاصاً مثلكم, يهدرون أثمن فرصهم, فهذا ما يغضبني فحسب

Beni aptal yerine koymuş oluyorsun. Bu da beni çok kızdırıyor.
لأن ذلك يهين ذكائي و يغضبني جدا

Esas beni sinir eden ne biliyor musun, ben onunla üç yıl sürüş yaptım.
ولكن أتعرف ما يغضبني هو أنني كنت أحميها منذ ثلاث سنوات

Seni kasada görmek kafamı bozuyor.
يغضبني أن أراكِ في ذلك المكتب اللعين.

Her çeşit büyüme beni rahatsız ediyor.
أي نضج يغضبني حقاً

Çok canımı sıkıyor.
كلامك يغضبني حقاً

Kahretsin, bu şekilde uyuşturucu vermekten nefret ediyorum. Beni çok sinirlendiriyor.
اللعنة ، أكره أن أعطيهم مخدرات هكذا هذا يغضبني للغاية

Bende de. Çoğu zaman beni deli ediyor, fakat onu sevmekten vazgeçemiyorum.
أنا, أيضاً, هو يغضبني بشدة معظم الوقت

Uçabilen tek kuş olduğun hâlde bunu yapmaktan korktuğunu görmek beni üzüyor.
أتعلم، في الحقيقة كونك الطائر الوحيد .القادر على الطيران أمر يغضبني فعلا .وأنت خائف لتقوم بذلك

Noel'un sana yaptığı çok yanlıştı ve her şeyi düzeltmek için bu kadar çok çabalaman cidden sinirlerimi bozuyor.
حقيقة أنكِ تعملين جاهدة لجعله صحيحاً يغضبني حقاً.

-Sanmam. Şu ses çok belirsiz ve beni kızdırmaya başladı.
هذا صوت غير محدد جداً هناك، و بدأ يغضبني.

Bunu beni neden kızdırdığını gerçekten anlamıyor musun?
أنت فعلا لا تفهمين لماذا يغضبني الأمر ؟

Beni, yaptiği seyden ve benden çaldiklarindan daha fazla sinirlendiren sey ona karsilik verememis olmam.
إنه يجعلني غاضبة كثيراً فأكثر ما يغضبني مما فعله بي أو ما سلبه مني هو ما لم أفعل رداً على هذا