"يفتقدها" - Translation from Arabic to Turkish

• özlüyor
• özlemeyecek
• özlemeyeceği
• özleyecek
• özlediğini
• özlediği

Onu özlüyor. Sağlıklı düşünemiyor.
إنه يفتقدها , لا يستطيع التفكير

Anlaşılan onu başka biri de özlüyor.
يبدو أن ثمة شخص آخر يفتقدها أيضاً

Açıkça söylemiyor ama onu gerçekten özlüyor.
لا يريد أن يعترف، لكنه يفتقدها جداً

Kimse özlemeyecek ki.
لن يفتقدها أحد.

Burada kimsenin özlemeyeceği bir sürü ıvır zıvır var bu tarz şeyler.
هناك عشرات الأغراض في هذا المنزل لو بيعت لن يفتقدها أحد مثل هذه

Çalıştığı yer dışında onu özleyecek kimse yokmuş.
بصرف النظر عن زملائها لم يكن هناك أحد يفتقدها

- Jennifer'a, onu ve birlikte yaşadıkları günlerini özlediğini söylüyor.
صحيح- وقد أخبر جينفر- انه يفتقدها ، وأنه يفتقد الحياة القديمة معا

Dickie Marge'ı seviyor. Onu özlüyor.
ديكي يُحب مارج و هو يفتقدها

Onu özlüyor olmalı.
إنه يفتقدها أيضاً

O evli ve karısını çok özlüyor.
لديه زوجة، وهو يفتقدها كثيراً

Lucas basketbolu özlüyor...
لوكاس يفتقدها

Jen gidince, özlüyor.
عندما تخرج (جين) يفتقدها

-Yokluğunu özlemeyecek.
- لن يفتقدها

Bana bir hizmetçi kız getir. Kaybolabilecek, kimsenin özlemeyeceği biri olsun.
احضر لي خادمة خادمة لن يفتقدها أحد إذا اختفت

Kimsenin özlemeyeceği bir bayan, iki çocuğu dışında tabii.
تبدو كسيدة لن يفتقدها أحد عدا طفليها

Niemann bu zavallı, özleyecek kimseleri olmayan bu kadınları buluyor ve onları yeniden yaratıyor.
(نيمان) تجد هذه النساء المسكينات، أرواح ضائعة لن يفتقدها أحد، وتعيد صنعهن

Bana büyükannesini ne kadar sevdiğini ve özlediğini söyledi.
اخبرني انه كم يحب جدته وانه يفتقدها

Bunlar halkın özlediği tavırlar:
تلك هى النظرة التى يفتقدها الجمهور