"يفسّر سبب" - Translation from Arabic to Turkish

    • açıklar
        
    • açıklıyor
        
    • açıklamıyor
        
    • açıklayabilir
        
    # Bu da sebebini açıklar # Sahte bir isim kullanmanın Nakaratı uydurmanın. Open Subtitles * هذا ما يفسّر سبب انتحالكَ لشخصيّة أخرى * توقّف عن ذلكَ!
    Bu, odanın sistem taramalarında... neden karşımıza çıkmadığını da açıklar. Open Subtitles {\fnArabic Typesetting}ذلك من شأنه أن يفسّر سبب عدم ظهور هذه الغرفة بأيّ من فحوصات النظام.
    Bu elbiseleri açıklar, tamam. Open Subtitles وهذا يفسّر سبب هذه الملابس. حسنًا.
    Bu, neden ön taraftan saldırıp sonra arkadan gelerek bize sürpriz yaptığını açıklıyor. Open Subtitles هذا يفسّر سبب قيادتها لنا إلى الباب الأمامي ثم مفاجأتنا من الباب الخلفي
    Bu, son zamanlarda ekildiğin buluşmaları açıklıyor. Open Subtitles وهذا يفسّر سبب حادثة إلغاء موعدكِ الأخير
    En başta neden baş ağrısı olmadığını açıklamıyor. Open Subtitles ما يزال هذا لا يفسّر سبب إصابته بالصداع في المقام الأوّل
    Bu niçin halüsinasyon gördüğünü açıklayabilir ama neden Wilson'un ölü sevgilisini gördüğünü açıklamaz. Open Subtitles هذا قد يفسّر سبب هلوستك{\pos(194,215)} لكنّه لا يفسّر هلوستك {\pos(194,215)} بحبيبةَ (ويلسون) الميتة{\pos(194,215)}
    Bu elbiseleri açıklar, tamam. Open Subtitles .وهذا يفسّر سبب هذه الملابس .حسنًا
    Hodgins'in kıyafetin önünde ve arkasında çimento tanecikleri bulmasını açıklar. Open Subtitles هذا من شأنه أن يفسّر سبب إيجاد (هودجينز) جسيمات اسمنتيّة على الجزء الأمامي و الخلفي من الملابس
    - Belki bu cinayeti açıklar. Open Subtitles - ربما ذلك يفسّر سبب قتله -
    Bu her şeyi açıklar... Open Subtitles -ويمكن أن يفسّر سبب ...
    Birinin onu niye ısrarla aradığını açıklıyor bu. Paralarını geri istiyorlar. Open Subtitles هذا يفسّر سبب بحث أحدهم المستميت عنه، يريد استرجاع ماله
    Benden bedavaya akıl istemenin sebebini açıklıyor bu. Open Subtitles حسنًا، هذا يفسّر سبب طلبك المشورة منّي مجانًا.
    Uyarıların neden bugün geldiğini kesinlikle açıklıyor. Open Subtitles هذا يفسّر سبب ظهور التحذير اليوم
    Bu, neden birden bire kaybolduğunu açıklıyor. Open Subtitles إذاً، هذا يفسّر سبب اختفائه المفاجيء
    Bunlar yine de makinenin neden bütün bunlara ihtiyaç duyduğunu açıklamıyor. Bütün bu insanlara. Bu ofise. Open Subtitles ما زال ذلك لا يفسّر سبب احتياجها لكل هذا، أولئك الناس، هذا المكتب.
    Bu, neden bu kadar silahın bizi beklediğini açıklamıyor. Open Subtitles هذا لا يفسّر سبب وجود الكثير من الرجال بانتظارنا
    Bunu açıklayabilir. Open Subtitles وهذا يفسّر سبب وجود هذه
    Bu, rengeyiğinin, Kringle'ın kuyruksokumuna toslamasını açıklayabilir. Open Subtitles لعلّ ذلك يفسّر سبب ركلة حيوان الرنة في عظم العجز عند (كرينغل)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more