Yanıma geldi ve okula gitmeden önce her zaman yaptığı gibi bana sarıldı. | Open Subtitles | عانقني كما يفعل دائما قبل ذهابه للمدرسة |
Ama her zaman yaptığı gibi birden bire parladı bana. | Open Subtitles | لكنه صرخ في وجهي كما يفعل دائما |
İçime girdi ve alev alev yaktı beni her zaman yaptığı gibi. | Open Subtitles | مثلما يفعل دائما. |
İdarecim Bay Randy, her zamanki gibi Bali'deki kedi bakıcıları için hazırlanan uluslararası bir reklamla benimle irtibata geçti. | Open Subtitles | مديرى السيد (راندى)ّ طلبنى كما يفعل دائما |
La Traviata'ı görmeye gittik ve her zamanki gibi sonunda Dan ağlıyordu. | Open Subtitles | ذهبنا لمشاهدة المسرحية الأوبرالية (لا ترافياتا) كان (دانيال) يبكي في النهاية, كما كان يفعل دائما, العاطفي الحالم |
her zaman yaptığı gibi. | Open Subtitles | مثلما يفعل دائما. |
- Noel'de, her zamanki gibi. | Open Subtitles | -يوم الميلاد، كما يفعل دائما |