Sanırım buralarda pek yeni yüzler görmüyorlar. | Open Subtitles | أعتقد إنهم لا يقابلون الكثير من الوجوه الجديدة بإستمرار هنا |
Ted, istatistiklere göre evli insanların %83'ü 6 aydan sonra birbirlerini çok özel görmüyorlar. | Open Subtitles | تد،إنها إحصائية معروفة أن 83% من الناس المتزوجة أكثر من 6 أشهر يقابلون شخص أخر |
İşin sırrı bu. Herkes yanlış biliyor. Buda'nın sıkıcı olduğunu düşünüyorlar, sonraysa Dalai Lama ile tanıştıklarında çok şaşırıyorlar çünkü o çok neşeli birisi. | TED | هذا هو الحل الجميع عندهم فكرة خاطئة. يعتقدون ان بوذا كان مملا جدا. وهم يدهشون حين يقابلون الدلاي لاما ويجدونه بشوش جدا |
Ve sonra gerçekten birlikte olmak istedikleri kişiyle tanıştıklarında sadece çocukla uğraşmak zorundalar, o da bazen. | Open Subtitles | وبعدها عندما يقابلون الشخص الذي يريدن ان يكونون معة حقاً، سيكون عليهم ان يتعاملوا مع الطفل نصف الوقت. |
O ve kocası, sevgilisi için kadınlarla görüşüyorlar. | Open Subtitles | وهي وزوجها يقابلون إمرأة ليواعدها العشيق بعد أن تموت. |
Kazananlar son karşılaşmada birbirleriyle mücadele edecek. | Open Subtitles | المُنتصرين سوف يقابلون بعضهم فى الـ"برايموس" |
Bu geminin subayları en nihayetinde eylemlerimizi açıklamak için yetkili makamlar önüne çıkacaktır. | Open Subtitles | ظباط هذه السفينة في نهاية المطاف سوف يقابلون السلطات المختصة لتوضيح أفعالنا |
Ve üniversiteye gittiklerinde birbirlerini bir daha görmüyorlar sadece eve dönecekleri veya Noel kartı atacakları zaman arıyorlar. | Open Subtitles | ويذهبون للجامعة وحسب ولا يقابلون بعض مجددا ولا يتصلون ببعض إلا كانوا سيدخلوا أبويهم للدار المسنين أو يتبادلوا بطاقات الكريسماس وهذا كل شيء |
O ikisi görmüyorlar birbirlerini. | Open Subtitles | أنهم لا يقابلون بعضهم. |
Bilirsin işte, yani biriyle tanıştıklarında. | Open Subtitles | خصيصا، عندما يقابلون شخصا ما يكون. . انت تعرف |
Sen gibi insanlar onun gibi biriyle tanıştıklarında, korktuklarının farkında. | Open Subtitles | انها تعرف اشخاص مثلك يهلعون عندما يقابلون شخصا مثلها مثل من؟ |
Ve birçoğu her gün aynı korkuyu yaşıyormuş: sokakta yürürken, iş görüşmesinde, okula giderken ya da internette biriyle tanıştıklarında bu kişinin, istismarını gördüğü korkusu. | TED | ويعيش معظمهم في خوف كل يوم عندما يسيرون في الشارع أو يذهبون لمقابلة عمل أو يذهبون إلى المدرسة أو يقابلون شخصًا على الإنترنت، وقد شاهد ذلك الشخص الإساءة لهم. |
Moralini bozmak istemem ama, başkalarıylada görüşüyorlar. | Open Subtitles | حسنًا، أكره أن أصدمكِ بالحقيقة ولكنّي أظن أنهم يقابلون أشخاص آخرين. |
- Başkalarıyla da görüşüyorlar mı? | Open Subtitles | هل هم يقابلون اناساً آخرين ؟ |
Sormak istiyordum. Electric Gang'i bulduğunda başka biriyle görüşüyorlar mıydı? | Open Subtitles | أريد سؤالك، عندما وجدت عصابة (إلكتريك) هل رأيتهم يقابلون أحدا آخر؟ |
Kazananlar son karşılaşmada birbirleriyle mücadele edecek. | Open Subtitles | المُنتصرين سوف يقابلون بعضهم فى الـ"برايموس" |
Bu geminin subayları en nihayetinde eylemlerimizi açıklamak için yetkili makamlar önüne çıkacaktır. | Open Subtitles | ظباط هذه السفينة في نهاية المطاف سوف يقابلون السلطات المختصة |