Özür dilerim, Prensesim. Çalışmamız, mesajlaşmanızı kesiyor mu? | Open Subtitles | معذرة، هل تمريننا يقاطع إرسالكِ للرسائل؟ |
Niye herkes lafımı kesiyor? | Open Subtitles | لماذا الجميع يقاطع كلامي ؟ |
Sabah 8:00'de kalkarım çünkü alarmlı saatimden gelen ses uykumu bölüyor. | Open Subtitles | أستيقظ الساعة الثامنة صباحاً لأن الإزعاج من المنبه يقاطع نومي |
Affedersin, rolüm, konuşmanızı bölüyor mu, acaba? | Open Subtitles | عذراً، هل تمثيلي يقاطع حديثكم؟ |
Sorguyu kesen kişi olmak istiyorsan başka. | Open Subtitles | إلا إذا كنت تريد أن تكون الشخص الذي يقاطع إجتماعه. |
Ancak bazı çocuklar hala berberleri boykot ediyor. | Open Subtitles | لكن بعض الأولاد لا يزال يقاطع تصفيف الشعر |
Her ne oluyorduysa bölmüş, kaçmaya çalılmış, saldırıya uğramış. | Open Subtitles | يقاطع ما كان يحصل، يحاول الهرب، تتم مهاجمته. |
Deli Barnes diyaloğumu kesiyor. | Open Subtitles | النزيل (بارنز) يقاطع محادثتي. |
Sence şu güneş ışığı günü bölüyor mu? | Open Subtitles | هل تعتقد أن الضوء يقاطع النهار؟ |
Kim lan bu kungfumu yarıda kesen? | Open Subtitles | من هذا بحق الجحيم الذى يقاطع تدريباتى بالكونغ فو |
- Sözünüzü kesen Edmund idi. | Open Subtitles | -إنه إدموند من يقاطع |
Sözünü kesen Bob. | TED | هذا بوب يقاطع |
Uzun süre önce sizi boykot etmeye başlamıştık ve öyle devam ettik. | Open Subtitles | لقد بدأنا للتو يقاطع منذ وقت طويل واصلنا علي نفس الموضوع |
Kendini boykot ettiğini açıklayalım. | Open Subtitles | دعونا نوضح له أنه يقاطع نفسه |
"Sevgili Köylülerim iki şey güneşli gününüzü bölmüş olabilir. | Open Subtitles | "أعزّائي القرويّين، قد يقاطع (اثنين) يومكم تحت الشمس لينقل لكم النبأ الجلل" |