"يقبله" - Translation from Arabic to Turkish

• kabul

Ona rağmen fikrini söylemeden duramıyorsun ve herkesin kabul etmesini bekliyorsun.
و مع ذلك تدلي برأيك و تنتظر أن يقبله الجميع كحقيقه

Siz bu teklifi kabul etmezseniz, kabul edecek birini bulmamız çok zor olmaz.
، إذا لم تقبل هذا العرض . سنجد ببساطة شخصاً آخر يقبله

Ayrıca, sözleşmedeki parayı sağlasa bile Yahudi bunu kabul etmiyor.
والأدهى انه لو ملك المال لقضاء دين اليهودي لن يقبله منه

Onun hiçbir zaman kabul etmeyeceği şey, anladığımız şeyin bizi bir yere götürmediği.
و لكن ما لا يقبله مطلقا هو أن ما نفهمه نحن لا يجدي نفعا

Para istiyorum evet. Fakat bunu öylece kabul etmeyecek kadar gururludur.
أنا أطلب المال، نعم على الرغم من أنه فخور جدا ولن يقبله كمنحة.

Bak ben ailemi kimsenin kabul etmeyecegi parayla gecindiremem.
لا أستطيع توفير الطعام لعائلتي بمالٍ لن يقبله أحد

Bazıları bu haksızlığı kabul eder ama diğerleri etmez. Diğerleri savaşır.
يقبل البعض هذا الظلم لكن لا يقبله البعض بل يناضلون

Evet ancak asla kabul etmeyeceğini biliyorum.
نعم... بالرغم من أنّني أعرف بأنّه لن يقبله

Böyle bir reformu normal şartlarda bir parti asla kabul etmez
* شنغهاي * إن تشكيل حكومة إئتلافية من دونكم أمر لن يقبله الحزب أبداً

Onlar gitti ve bu ikimizin birden kabul etmek zorunda olduğumuz bir şey.
رحلوا وهذا شيء يجب أن يقبله كلانا

Ve ona kabul etmesini önerdim.
عرضته عليه ، و أوصيته بأن يقبله

Eğer istemiyorsa en başta kabul etmeseydi.
اذا هو لم يرد الزواج,ماكان يجب ان يقبله

Kimse onu kabul etmiyor.
لن يقبله أي بلد آخر

Anlaşma bu ve kabul edecek.
هذا هو الاتفاق وسوف يقبله

Bazı şeyler kabul edilemiyor veya anlaşılamıyor ölümüyle ilgili olarak.
شيء لا يقبله أو لا يفهمه

Gördüğün gibi, Mercer, her insanın seve seve kabul edeceği bir bedel vardır.
كما ترى (ميرسر) كل رجل وله ثمنه يقبله بشكل مرغوب

Tıp komitesi bunu asla kabul etmez.
المجتمع الطبي لن يقبله أبداً.

Eğer başarılı olursa, eğer Laszlo kocanı bulursa... kocanın onu kabul edeceğinin garantisi yok.
لو نجح لو وجد (لازلو) زوجك, لايوحد ضمان ان زوجك سوف يقبله.

- Henüz değil. - kabul edecektir.
ليس بعد - سوف يقبله -

Louis bunu kabul etmeyecek.
لأن (لويس)لن يقبله.