İşin garibi, Summerholt bir araştırma tesisi. Hasta almıyorlar. | Open Subtitles | الغريب أن (سمرهولت) هو مركز أبحاث، وهو لا يقبلوا المرضى |
Sadece kimseyi almıyorlar. | Open Subtitles | أنهم لن يقبلوا اى شخص |
Çoğu insan yanına da almaz. | Open Subtitles | لا يوجد الكثيرون يقبلوا أن يأخذوه معهم أيضاً |
Çünkü gerçeklerimi kabullenmektense kafama sıkarlar. | Open Subtitles | لأنهم يودّون أن يضعوا رصاصة برأسي على أن يقبلوا بالحقيقة التي لديّ. |
Şu an biliyoruz ki teklifimizi asla kabul etmeyecekler ancak olumlu pencereden bakarsak pazarlıklar artık başladı. | Open Subtitles | نحن على علم أنّهم لن يقبلوا بعرضنا ولكن الجانب الإيجابي أنّ المفاوضة قد بدأت ، ونحن سنمضي |
Costa Luna halkı bunu asla kabul etmez. | Open Subtitles | الناس في كوستا لونا لن يقبلوا ذلك |
- Umarım bizi kabul ederler. | Open Subtitles | يا إلهي, أتمنى أن يقبلوا بنا وأنا أيضاً |
Bunu hiç bir zaman kabul etmezler, efendim. Bunu anlamayacaklardır. | Open Subtitles | لكنهم لن يقبلوا هذا أبداً سيدي إنهم لن يتفهموا ذلك |
Fakat, asla ejderhaları kabul etmeyecek olanlar da var ve onları uzaklaştırmak için her şeyi yapabilirler. | Open Subtitles | ولكن هناك أولئك الين لا يقبلوا التنانين ويمكن أن يفعلوا أى شئ ليجعلوهم يرحلوا بعيداً |
Sağlık sigortası olmadığından onu zaten kabul etmezlerdi. | Open Subtitles | أجل، لن يقبلوا به على كلّ حال، من دون تأمين صحي |
almıyorlar. | Open Subtitles | لم يقبلوا بأن يأخذوهم |
Yani seni almıyorlar. | Open Subtitles | أذاً لم يقبلوا بك ؟ |
- Tanımadıkları insanları almıyorlar. | Open Subtitles | ولا يقبلوا أناس لا يعرفونهم |
- Bunu göze alıyorum. - Sorun şu ki onlar almaz. | Open Subtitles | سوف أقبل بها - إن المشكلة أنهم لن يقبلوا - |
Halkım beni geri almaz. | Open Subtitles | قومي لن يقبلوا برجوعي |
Skilosh'un yumurtası çocuklarının kafatasında neredeyse yavrulayacaktı belli ki, bu acı gerçeği kabullenmektense, biz ustaları fırlatıp atmaları onlar için daha kolay. | Open Subtitles | إنه أسهل لل(شاربس) أن يدعوننا فنانون محتالون من أن يقبلوا... فقس بيضة (سكيلوش) الذي... خرج من جماجم أطفالهم |
Protestanlığa dönmezseniz sizin hükmünüzü ya da İskoçya'ya geri dönmenizi kabul etmeyecekler. | Open Subtitles | انهم لن يقبلوا بحكمك ولا عودتكِ لسكوتلاندا الا اذا واقفتِ على ان تتحولي الى بروتستانيه |
Diğerleri seni hiçbir zaman tamamen kabul etmeyecekler. | Open Subtitles | الأخرون لن يقبلوا بكِ أبداً |
Ailen bunu kabul etmez - Bu yüzden burda değiller | Open Subtitles | والداك لن يقبلوا بهذا أبداً |
Shien Han'ı kabul ederler ama, Mitsuko'yu asla.s | Open Subtitles | لقد قبلوا (تشين هان) و لكنهم لن يقبلوا (ماتسوكو) |
Çünkü izleyiciler mutlu Amerikan ailesinin yıkılmasını kabul etmezler. | Open Subtitles | لأن المشاهدون يقبلوا رفضاَ للأسرة الأمريكية السعيدة |
-Sadece kurul arasında gizli tutulmadığı sürece Ruslar planınızı kabul etmeyecek. | Open Subtitles | - الروس لن يقبلوا بخطتك والامر سيبقى سراً بين المدراء |
Elbette Rand'in kabul ettiği hiçbir şeyi kabul etmezlerdi. | Open Subtitles | لن يقبلوا بالأفكار ذاتها التي تقبّلتها "(راند)" |