Köpek kurtlarla yaşamışsa, kurtlar da onun izini sürerler ve sürümüzü kırıp geçirirler. | Open Subtitles | لو كان فعلًا قد عاش مع الذئاب فهي مسألة وقت حتى يتعقبوه إلى هنا و يقضوا على قطيعنا |
Zamanlarını çocuklarıyla geçirirler. Tatil. Aile zamanı. | Open Subtitles | يمكنهم أن يقضوا وقت مع أطفالهم عندهم العُطل الوقت العائلي |
Joan'un da dediği gibi, biz arkadaşız ve arkadaşlar araya şehveti sokmadan birbirleriyle vakit geçirirler. | Open Subtitles | كما تقول جوان ، نحن أصدقاء والأصدقاء يمكنهم أن يقضوا الوقت صحبة بعضهم البعض بدون تلهف جنسي |
Yılın bu gecesi insanlar tüm geceyi atalarının ruhlarıyla geçiriyor. | Open Subtitles | هذه الليلة من العام التي يُمكن للناس أنَّ يقضوا الليلة بأكملها مع أرواح أسلافهم |
Benden başka çok az kişi burada vakit geçiriyor. | Open Subtitles | أرحب بقدوم الناس للكنيسة. البعض يقضوا أوقاتهم هنا عداي. |
- Geceyi buranın yakınlarında bile geçirmeyecekler. | Open Subtitles | إنهم لن يقضوا الليّلة هنا بمسافة ميل |
Hayatlarının geri kalanını beraber geçirmeyecekler ki. | Open Subtitles | لن يقضوا بقية حياتهم سوياً |
Zelda and Andrew rutin olarak Cadılar Bayramını en iyi arkadaşları ile geçirirler. | Open Subtitles | زيلداو أندرو من الطبيعي أن يقضوا الهلاوين مع أعزّ أصدقائهم |
Gidersek, Luke ve Manny beraber vakit geçirirler. | Open Subtitles | سيكون جيّداً لـ، (لوك) و (ماني) أن يقضوا بعض الوقت سويّاً. |
Üstlerimiz zamanını Churchill'e takma isim bulmakla geçiriyor. | Open Subtitles | زعمائنا يقضوا كل وقتهم "فى إيجاد ألقاب جديدة لــ "تشرشيـل |
Benden başka çok az kişi burada vakit geçiriyor. | Open Subtitles | البعض يقضوا أوقاتهم هنا عداي. |