"يقف على" - Translation from Arabic to Turkish

    • üzerinde duruyor
        
    • üzerinde duruyordu
        
    • üstünde duruyor
        
    • ortasında bekler
        
    Kadran her seferinde aynı resimler üzerinde duruyor. Open Subtitles العقرب يقف على نفس الرموز دائما.
    İğne devamlı aynı sembollerin üzerinde duruyor. Open Subtitles العقرب يقف على نفس الرموز دائما.
    Görünüşe göre, Teğmen patlamamış bir mayının üzerinde duruyor. Open Subtitles يبدو أن الملازم يقف على لغم غير منفجر
    Bir kapağın üzerinde duruyordu. Bir rastlantı değil. Open Subtitles كان يقف على باب سحري مما يعني أن وجوده مقصود
    - Pardon, neyinin üzerinde duruyordu? Open Subtitles المعذرة كان يقف على ماذا ؟
    - Pek iyi değil. Lemuel Brigg'in yerinde, bir mayının üstünde duruyor. Open Subtitles ليس بخير إنه بمنزل " لويل بريجز " يقف على حقل ألغام
    Çölün ortasında bekler Open Subtitles ثم يقف على حافة الحراء
    Üç yıldır sahada olacağız kendi ayaklarımızın üzerinde duruyor, Open Subtitles سنكون في الميدان لمدة ثلاث سنوات... يقف على قدمينا الخاصة،
    Yüzen dubalar üzerinde duruyor, dubalarda aşağıdaki yataklara bağlı, kaldırma kuvvetine doğru etki edildiğinde dengenin sağlanması için kirişlerin üst uçlarının birbirine bağlı olması gerekiyor, aksi hâlde tüm köprü sallanır ve kimse bunu istemez. TED إنه يقف على عوامات طافية والتي ترتبط بقاع البحر ومثبتة للأسفل - فهي مثبتة ضد قوى الطفو، ولجعلها مستقرة، فإن قمم الأبراج يجب أن تكون مرتبطة ببعضها، وإلا فإن كل شيء سوف يتمايل، ولا أحد يريد حدوث ذلك.
    Tamir'in hangi hizada durduğunu öğren. Bombanın üzerinde duruyor. Open Subtitles إنه يقف على قنبلة
    Tepenin üzerinde duruyor. Open Subtitles إنه يقف على الجرف
    Oliver bir mayının üzerinde duruyor. Open Subtitles و(أوليفر) يقف على لغم أرضي.
    - Pardon, neyinin üzerinde duruyordu? Open Subtitles المعذرة كان يقف على ماذا ؟
    Bu beyefendi katı gibi görünen bir şeyin üstünde duruyor. Open Subtitles هذا الرجل يقف على ما يبدو صلباً
    Chloe bu insanları dışarı çıkarmalıyız. Oliver bir bombanın üstünde duruyor. Open Subtitles كلوي)، يجب أن نخرج هؤلاء الناس من هنا) في الحال، (أوليفر) يقف على لغم أرضي
    Kanıtın tam üstünde duruyor. Open Subtitles إنه يقف على الدليل الآن
    Çölün ortasında bekler Open Subtitles ثم يقف على حافة الصحراء،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more