Daha önce kimse benim için doğum günü partisi düzenlememişti. | Open Subtitles | لم يقم أحد بعمل حفلة عيد ميلادٍ لي من قبل |
Ancak kimse bunlara dair bir anket yapıp şunu anlamaya çalışmadı: Bunlar bilgisayarın başında oturma kullanıcı deneyimini aslında nasıl etkiliyor? | TED | لكن لم يقم أحد باستبيان منهجي لهذه الأشياء وحاول اكتشاف: كيف يقومون فعلياً بالتأثير على تجربة المستخدم أثناء جلوسه أمام الحاسوب؟ |
Psikiyatristler davranışı objektif olarak inceledi, Nörobilimciler ise beyni objektif olarak inceledi, ancak kimse bilinçten bahsetmedi. | TED | درس علماء النفس السلوك بموضوعية، ودرس علماء الأعصاب المخ بموضوعية، ولم يقم أحد حتى بذكر الوعي. |
Arşimet'in zamanında, hiç kimse böyle bir şeye cüret edemedi. | TED | في عصر أرخميدس، لم يقم أحد بتجربة أمرٍ كهذا من قبل. |
Peki niye kimse bu problemi daha önceden çözmedi? | TED | إذاً لماذا لم يقم أحد من قبل بحلّ هذه المشكلة من قبل؟ |
Belki bizi kimse bu işe atamadı ve senatodan gelen bir onay da yoktu, ama biz bir milleti güvende tutabiliriz. | TED | ربما لم يقم أحد بتعييننا ولم يكن هناك موافقة من مجلس الشيوخ، لكن يمكننا تأمين أمة. |
Mantıklı gelmedi: Hiç kimse bir peynir fabrikası yaptırmadı. | TED | لم يكن الأمر منطقيًا، لم يقم أحد ببناء مصنع جبن مطلقًا. |
kimse hata yapmadıysa bile bir şeyler ters gittiğinde, birinin suçu üstlenmesi gerekir. | Open Subtitles | حتى و إن لم يقم أحد بفعل أي شيء خاطئ إذا سار شيء علي نحو خاطئ يجب أن يوجد شخصٌ ما ليتحمل الذنب |
Ödenme yapılırsa gerisini kimse sormuyor. | Open Subtitles | محدثه بإستمرار و لم يقم أحد بتوجيه أسئله طالما كان يتم دفع الفواتير |
Kırıcı lafına gelince 20. yüzyıldan beri kimse bu mağarada sevişmedi. | Open Subtitles | أما عن تعليقك الدنئ فلم يقم أحد بالعناق بهذا الكهف منذ القرن العشرين |
Işınlanmayı kimse programlamadı, yeni yarışmacıları kimse seçmedi. | Open Subtitles | ،لم يقم أحد ببرمجة شعاع النقل . ولم يقم أحد باختيار المتسابقين |
Bugün kimse para kazanamadı, o yüzden bir daha bakacağız. | Open Subtitles | لم يقم أحد بأكتساب اي نقود اليوم لذا، دعنا فقط نقوم بتغيير مظهرك |
Bu beldede hiç kimse ona böyle nazik davranmamıştır. | Open Subtitles | لم يقم أحد في هذا الخليج بمعاملته بمثل هذه اللطافة |
kimse bana da yola çıkarken birşey sormamıştı. | Open Subtitles | لم يقم أحد بمشاروتي عندما أتينا به إلى هذا المكان من الأوّل |
Yani hiç kimse gerçek haberleri yayınlamıyor mu? | Open Subtitles | لذلك لم يقم أحد بالابلاغ عن الأخبار الحقيقية ولذا فقد قمت بالتقاط طرف الخيط ؟ |
Evlat, kimse sana gömleğini nasıl içine sokacağını göstermedi mi? | Open Subtitles | يافتى،ألم يقم أحد يتعليمك كيفية إدخال قميصك إلى البنطال |
Demek istediğinim, şimdiye kadar hiç kimse böyle karmaşık bir yapay zekaya bu şekilde bir şey yapamadı. | Open Subtitles | لم يقم أحد بفعل هذا مع ذكاء إصطناعي بهذا التطوّر من قبل قط |
Hayır. 300 yıldır o kapının eşiğinden kimse geçmedi. | Open Subtitles | لا، لم يقم أحد بتجاوز هذه العتبة منذ ثلاثمئة عام |
- Ben beş dakika önce girdim. kimse bir şey yapmadı. | Open Subtitles | دخلتإلىهناقبل خمس دقائق، و لم يقم أحد بأي شيء |
Ne diyeceğimi bilemiyorum çünkü kimse bana... | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما أقول لأنه لم يقم أحد أبداً.. |