O isteyerek yapmadı, kardeşi ona... sadece konuşmak istediklerini söyledi, öldüreceklerini bilmiyordu. | Open Subtitles | هو لم يقم بذلك عن قصد. لقد أخبره أخوه أنهم أرادوا التحدث معه فحسب لم يكن يعلم أنهم يريدون قتله |
Walt, sana söylüyorum, Darryl yapmadı bu işi. | Open Subtitles | والت , أنا أؤوكد لك بأن داريل لم يقم بذلك |
Neden çözülmediğini açıklıyor. O yapmadı. | Open Subtitles | هذا يفسر لماذا لم تستطع إجباره على الإعتراف، فهو لم يقم بذلك |
Gergin birisi. Karısını öldürecek cesaret yok onda. O yapmadı. | Open Subtitles | إنّه يتوتر أثناء اللعب إنه لا يملك الجرأة لقتل زوجته فهو لم يقم بذلك |
Tamam efsane onu astığını söylüyor ama öyle yapmadı. | Open Subtitles | حسناً , ثمّة أسطورة تقول بأنه قام بشنقها لكنّه لم يقم بذلك |
Bunu "üzgünüm" yapmadı, sen yaptın. | Open Subtitles | ؟ آسفك لم يقم بذلك , لقد قمت أنت به |
O bunları yalnız yapmadı. | Open Subtitles | لم يقم بذلك لوحده |
Aidan dün bizi öldürebilirdi ama yapmadı. | Open Subtitles | (آيدن) كانت له فرصة لقتل كلانا الأمس و لم يقم بذلك. |
Burada kan bulamazsın çünkü Kevin yapmadı. | Open Subtitles | كلاّ، لن تعثري على دمّ هناك، لأنّ (كيفين) لمْ يقم بذلك. |
Ve yine de, hiç yapmadı. | Open Subtitles | ومع ذلك، لم يقم بذلك مطلقاً |
O yapmadı. | Open Subtitles | ! هو لم يقم بذلك |
O yapmadı. | Open Subtitles | لم يقم بذلك |
O yapmadı. | Open Subtitles | لم يقم بذلك |
O yapmadı, o değildi. | Open Subtitles | لم يقم بذلك |
O yapmadı. | Open Subtitles | -لم يقم بذلك |
Bunları o yapmadı. | Open Subtitles | -لم يقم بذلك |
O yapmadı! | Open Subtitles | لم يقم بذلك ! |