"يقودني إلى" - Translation from Arabic to Turkish

    • da beni
        
    • götürüyor
        
    • götürmesini
        
    • bu beni
        
    Bu da, beni son noktama getiriyor, ki bence bu en zevkli kısmı. TED الذي يقودني إلى النقطة الأخيرة، وعلى ما اعتقد هو نوع من أكثر متعة.
    Bu da beni öğrendiğim ikinci şeye getiriyor: Rakibini asla hafife alma. TED وهذا يقودني إلى الدرس الثاني : لا تقلل من شأن خصمك أبداً.
    Bu da beni üçüncü rehbere götürüyor, ilk hikâyemizden holografik kamp ateşine. TED ما يقودني إلى المبدإ الثالث، نار المخيم المجسمة من قصتنا الأولى.
    Maalesef, bu beni Batı'daki medyanın bizi nasıl tanıdğını temsil eden üç B'ye götürüyor: bombamcılar, milyarderler ve dansözler. TED للأسف ، هذا يقودني إلى ثلاثية أخرى تعكس كيف يصورنا الإعلام الغربي على أننا إرهابيون أو أصحاب البلايين أو راقصات
    BM garajındaki Çinli çantacıyı bulup, beni tuzağa kuranlara götürmesini denemek. Open Subtitles سأبحث عن المحصل بجراج الأمم المتحدة وأرجو أن يقودني إلى الشخص الذي دبر لي المكيدة
    Uyuşturucu satıcılarının ikinci durağı, işverenlerinin yeridir beni, ana dağıtıcıya götürmesini umuyorum. Open Subtitles حتي الآن, إنها وقفته الثانية للبحث عن وظيفة لذا أتمنى أن يقودني إلى موزع محلي
    Ve bu beni bilimin coğrafya sorununun ikinci sebebine getiriyor. TED وهذا يقودني إلى السبب الثاني لمعاناة العلم من عقبةٍ جغرافية.
    Bu da beni Tim'e söylemem gereken başka bir şeye yönlendiriyor. Open Subtitles أعلم مما يقودني إلى شيء آخر أرغب في أن أخبره إياه
    Bu da beni üçüncü noktaya getiriyor: gerçek sonuçlar. TED هذا يقودني إلى نقطتي الثالثة: العواقب الحقيقة.
    Bu da beni şirketlerin yardım edebileceği son konuya getiriyor. TED وهذا يقودني إلى الطريقة الأخيرة التي يمكن للشركات أن تقوم بها.
    Bu da beni diğer ilginç gerçeğe götürüyor. Open Subtitles لتبدأ سلسلة من ردود الفعل الذي يقودني إلى الحقيقة المقبلة مثيرة للاهتمام.
    Bu dönüşleri, tecrübeleri diğer insanların bakış açılarından anlamama yardımcı olması için kafamda canlandırıyorum, bu da beni şaşırtıcı olması mümkün olan bu sonuca götürüyor: Bu soyut matematik günlük yaşamlarımızla önemli derecede ilgili ve hatta diğer insanlara anlayış göstermemize bile yardımcı olabilir. TED أقوم بتلك الموازنات في رأسي لتساعدني على فهم التجارب من وجهات نظر الأشخاص الآخرين، مما يقودني إلى هذا الاستنتاج الذي ربما يكون مفاجئًا: أن الرياضيات المُجردة ذات صلة وثيقة بحياتنا اليومية ويمكنها حتى أن تساعدنا على فهم الآخرين والتعاطف معهم.
    Beni teknesine doğru götürüyor. Open Subtitles إنه يقودني إلى قاربه
    Utanç beni bekârlığa veda partisine götürüyor. Open Subtitles الإحراج يقودني إلى ليلة "الأيل".
    Adama, beni bir tane striptiz kulübüne götürmesini söyledim sonrası da bulanık meme ve bira sahneleri. Open Subtitles و اخبرت السائق ان يقودني إلى نادي تعري لعين وبعد ذلك, كلها ذكريات مشوشة عن نهود و شراب
    İşte bu beni tüm bunların son noktasına getirdi. TED ذاك ما يقودني إلى العنصر الأخير من هذا.
    bu beni Başkan Bush'un birkaç hafta önceki basın toplantısının video kaydına götürdü. TED وهذا يقودني إلى مشهد للرئيس بوش في مؤتمر صحفي قبل بضعة أسابيع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more