"يقول أن هناك" - Translation from Arabic to Turkish

• olduğunu söylüyor

Bir kaza olduğunu söylüyor. Telefon etmek istiyor.
شاب يقول أن هناك حادث ويريد أن يستخدم الهاتف

Telefonda biri var. Otelde bomba olduğunu söylüyor.
هناك رجل على الهاتف يقول أن هناك قنبلة بالفندق

Menajerim internette, ölmek üzere olduğum bir hastalığa yakalandığıma dair bir söylenti olduğunu söylüyor.
..وكيلي يقول أن هناك إشاعة على الانترنت ..أنني أحتضر بسبب مرض يسمى لا استطيع حتى تذكر الأسم

Sorun yok anne. Drill burada bir kedi yavrusu olduğunu söylüyor.
لا بأس يا أمي دريل" يقول أن هناك قطة في الأعلى"

Ülkede kendisi gibi daha bir çok kişinin olduğunu söylüyor.
يقول أن هناك آخرون مثله ،في جميع أنحاء البلاد

Diğer tarafta bir tünel olduğunu söylüyor.
يقول أن هناك نفقاً على الجانب الآخر.

Woodward elektronik izleme aygıtları olduğunu söylüyor.
وودوارد يقول أن هناك مراقبة إليكترونية

Şehirde devletten yardım alan insanlar olduğunu söylüyor...
يقول أن هناك بالمدينة من يعيش في رفاهية

Evet kurbanın kırık cam üzerinde kan damlacıklarının olduğunu söylüyor bize.
أجل، التقرير يقول أن هناك قطرات صغيرة

Kanıtlarla ilgili alışılmadık bir şey olduğunu söylüyor.
يقول أن هناك أمر غير طبيعي بشأن الأدلة.

Burada 10'da 1 geri dönüşü olduğunu söylüyor.
تباً، إنه يقول أن هناك عوائد 10 إلى 1

Dr. Alaster iyi olman için bir yol olduğunu söylüyor.
الطبيب (أليستر) يقول أن هناك وسيلة تجعلك أفضل

O Yaşlı saldırı altında olduğunu söylüyor.
هو يقول أن هناك شيخاً يُهاجم

Alvers, 11 tane daha tüp olduğunu söylüyor ama bize nerede olduklarını söylemiyor ya da söyleyemiyor.
ألفيرز) يقول أن هناك 11 زجاجة أخرى) لكن لن يخبرنا أو لا يعرف أماكنهم

Burada, Rahl'ı yenebilmemin tek bir yolu olduğunu söylüyor.
الكتاب يقول أن هناك طريقة واحدة، لأتمكن من هزيمة (دركن رال).

Tehlikeli olabilecek bir suçlunun peşimizde olduğunu söylüyor.
يقول أن هناك مجرم خطر

Albert şu tarafta bir yol olduğunu söylüyor.
(ألبرت) يقول أن هناك طريق