Biri neden iş bittikten sonra bunu yapsın ki? | Open Subtitles | لمَ قد يقوم بذلك بعد إدلاء الشاهد بشهادته؟ |
Senin için maça çıkıyorlar. Hiçbiriniz hayatınızda bunu yapıyor mu? | Open Subtitles | هل يوجد أي شخص في حياتك يقوم بذلك |
Dışarıya çıkıyor ve olmasını sağlıyor adamım işte böyle yapıyor. | Open Subtitles | إنّه يخرج و ينفذ الأمر يا رجل هكذا يقوم بذلك |
- Ya da yapsa bile bunu senin yerine başkası yapar. | Open Subtitles | أو إن كنت تفعل، سيكون لديك شخص آخر يقوم بذلك عنك |
ve bunu her yaptığında bir mavi ışık flaşı alması. Ve bunu yüzlerce ve yüzlerce defa yapacak. | TED | وما ان يفعل ذلك حتى يحصل على ضوء ازرق في كل مرة قام بذلك وسوف يقوم بذلك مئات والالف من المرات |
Sanırım şehri terk edecek olan her erkek bunu yapardı. | Open Subtitles | أظن أن أي رجل يقوم بذلك هو رجل على وشك الهروب من البلدة |
Ben, o konuşma yaparken onu yukarıdaki balkonlardan izleme şansına sahip oldum. | TED | كان لدي الشرف ان اشاهده يقوم بذلك على الشرفة |
İşte birinin bu işi yapması gerekiyor. | TED | إذًا هناك أحد ما عليه أن يقوم بذلك العمل. |
Beyniniz öyle yapmaz. Beyniniz, içinde bulunduğunuz ortamda ne olacağıyla ilgili sürekli tahmin yürütür. | TED | دماغكم لا يقوم بذلك. ما يفعله دماغكم هو أن يقوم بتنبؤات مستمرة و دائمة عن ما سيحدث في محيطك. |
Bunu birinden sizin yerinize yapmasını isteyemezsiniz. | TED | فأنت لا تستطيع أن تفوض أحدًا أن يقوم بذلك عوضًا عنك. |
Neden yapsın ki? | Open Subtitles | مالذى يجعلة يقوم بذلك الا اذا كان تصريحات تقول ان بيلكوف سوف يحضر الجنازة الجنازة |
Çok uğraştıracaksa, başka biri yapsın, amcık herif. | Open Subtitles | إنْ كنت ستجادلنى كثيراً أيها الحقير فابحث لك عن شخص آخر يقوم بذلك بدلاً منى. |
yani bu kayıtlı ekonomide de kayıt dışı ekonomideki gibi yürüyor. ayıplamak bizim hatamız. Sadece Siemens yapıyor demiyorum, Herkes bunu yapıyor. | TED | لذا فإن هذا يذهب للاقتصاد الرسمي كما هو حال الاقتصاد الرسمي لذا من الغلط أن نلوم - وأنا لن أفرد سيمنز، أنا أقول كل شخص يقوم بذلك. |
Gören Gözler Manticore'dakilere yardım etmek için bunu yapıyor. | Open Subtitles | ذو العينين) يقوم بذلك في (مانتيكور) لأجل نفسي) |
Suratım neden böyle yapıyor bilmiyorum. | Open Subtitles | أُحاولُ أن لا أبتسم لَستُ متأكّدَ لِماذا وجهَي يقوم بذلك. |
Evet, neden böyle yapıyor anlamadım. | Open Subtitles | نعم ، انا لا اعلم لماذا يقوم بذلك ؟ |
Bunu, daha fazla karbonhidrat selüloz üreterek yapar. | TED | يقوم بذلك من خلال تصنيع المزيد من كربوهيدرات السليلوز. |
Göz yaşartıcı gaz, rehineler, bu işi yapacak seninle ya da sensiz yapacak. | Open Subtitles | غاز الاعصاب , الرهائن , والان يريد ان يقوم بذلك سوف يفعلها بك او بدونك |
Dedem de aynı şeyleri yapardı ve onu akıl hastanesine kapattılar. | Open Subtitles | جدّي كان يقوم بذلك أيضاً ومن ثم قاموا بوضعه في مصح عقلي. |
Belki öyle belki değil. En azından yaparken eğlenecek. - Abla ekmek parası? | Open Subtitles | حسناً ربما وربما لا على الأقل سيحظى بوقت ممتع وهو يقوم بذلك ألديك بعض المال الاضافي؟ |
Muhtemelen böyle bir şey yapmaz bile. | Open Subtitles | كل هذا بلافائدة، فهو على الأرجح لن يقوم بذلك |
Endişelendiğin şey sübyancılar mı yoksa bir başka çocukla o işi yapması mı? | Open Subtitles | هل الشذوذ الجنسيّ هو مايجعلك قلقاً أو فكرة أنه يقوم بذلك مع فتى آخر؟ |
Herhalde benim gibi ihtiyar bir moruğun yapmasını beklemiyorsun. | Open Subtitles | حسناً، لا يمكنك تـوقـع مـن كـبـيـر تـافـه مثلي أن يقوم بذلك |
Pek çok zaman insanlar korkusuz olduğumuzu düşünürler, bunu yapan insanlar korkusuzlar gibi. | TED | غالبا ما يظن الناس أننا لا نخاف، أن من يقوم بذلك لا يخافون. |