"يقُل" - Translation from Arabic to Turkish

    • söylemedi
        
    • demedi
        
    • söylememiş
        
    • demez miydi
        
    Sakin ol. Reis, hareketlerimize bağlı olarak kehanetlerin gerçekleşmeyebileceğini söylemedi mi? Open Subtitles اهدأ، ألم يقُل الزّعيم أنّ النبوءات قد تُتجَنَّب إعتمادًا على أفعالنا؟
    söylemedi, lanet haritada bile bulamadım. Open Subtitles إنه لم يقُل. و أنا لا أجدها في هذه الخريطة اللعينة
    Kimse size öyle davranmanızı söylemedi. Open Subtitles لم يقُل لكِ أحدٌ أن تلوّحي بجهاز الإرسال هكذا يا سيّدة.
    -Hiçbişey demedi Open Subtitles لكِنُه لم يقُل شيئاً. يبدو انه نقص مزمِن نتيجة التعرض للشمس.
    Charlie kaçtıktan sonra Styx Nehri'ni yüzerek geçtiğini söylememiş miydi? Open Subtitles (ألم يقُل (تشارلي) بأنه قد عبر نهر (ستيكس بعدما هرب ؟
    Ne istediğini hiç söylemedi. Open Subtitles لم يقُل لي قط ما ذلك الشيء الذي يتوق له.
    Omuzunu incitmiş ve nasıl olduğunu bana söylemedi. Open Subtitles لقد قام بإيذاء كتفه ولم يقُل لي كيف حدث هذا
    Pek bir fazla bir şey söylemedi. Sürekli bir boru üzerinde çalışıp durdu. Open Subtitles لم يقُل الكثير، استمر بالعمل فحسب على أنبوبة ما
    O söylemedi. Ama bize bununla geliyorsa çaresiz durumda olmalı. Open Subtitles لم يقُل شيئًا عن الأمر ، لكنه إذا كان قد لجأ إلينا
    Çünkü bana fiyat veren adam oksijen sensörüyle ilgili hiçbir şey söylemedi. Open Subtitles لآن الرجل الذي أعطاني التخمين لم يقُل شيئاً عن الأكسجين.
    söylemedi ama etrafında ölüp duran insanları işaret etti. Open Subtitles لم يقُل ذلك بشكل مُباشر ، لكنه أشار إلى ذلك النمط المُكرر من كون الأشخاص القريبين منكِ ، ينتهي بهم الوضع موتى
    Vay canına. Sen hayattayken gerçekten hakkında o kadar iyi bir şey söylemedi. Open Subtitles حقًّا لم يقُل بحقك شيئًا بهذا اللطف حين كنت حيًّا.
    Hiçbiri benim hakkimda kötü bir sey söylemedi, garanti ederim. Open Subtitles لم يقُل أحدهم كلمة سيئة عني قط ، أضمن لك ذلك
    İşaret sözcüğünü söylemedi henüz. Open Subtitles ليس بعد إنه لم يقُل كلمة التحذير
    Kimse vurulduğuna dair bir şey söylemedi. Open Subtitles لم يقُل أحد أي شيء حول إطلاق النار
    Michael evlat edinilme konusunda hiçbirimize bir şey söylemedi. Open Subtitles لم يقُل (مايكي) أي شيء لأي أحدً منا عن تَبنيِه.
    Idzik'in avukatı davanın çoğunda uyudu ve jüri bir şey söylemedi. Open Subtitles لقد كانَ مُحامي (إدزيك) نائماً خلالَ مُعظَم المُحاكمَة و القاضي لَم يقُل شيئاً
    -Hastanede konuştunuz.Bişey demedi Open Subtitles لقد تحدثتُم اليه فى المشفى ولم يقُل شيئاً.
    Kimse kim olduğumuzu gizleyelim demedi. Open Subtitles لم يقُل أحداً شيئاً عن إخفاء حالتنا الجنسية
    Doktor dedi ki, "ofisine gitme," dedi beynini çalıştırma demedi, ...ve Annie'nin bize ihtiyacı var, değil mi? Open Subtitles لقد قال الطبيب:"لا تذهبي "الى مكتبي ، و لم يقُل اغلاق عقلي و "آني" في حاجة لنا ، أليس كذلك؟
    - Hayır. O da söylememiş. Open Subtitles -بلى، ولم يقُل مُسوّغه قطّ .
    Başkeşiş demez miydi, kader getirir diye? Open Subtitles ألم يقُل (أبوت) ذلك في البوذية "هنالك أناس مُقَدَّرون"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more