Ama Bana yalan söylemesi gerekmezdi. | Open Subtitles | لكنَّه ما كان لزاماً عليه أَن يكذب عليّ. |
-O Bana yalan söylemedi baba. -Tabii ki de söyledi. | Open Subtitles | ـ لم يكذب عليّ ـ كذب و يجب أن تعرفى الحقيقة |
Bunca zamandır Bana yalan söylediyse beni tehlikeye attı. | Open Subtitles | لو كان يكذب عليّ كل هذا الوقت لقد وضعني في الخطر |
İşin aslı, ilk günden beri Bana yalan söylüyor. | Open Subtitles | الحقيقة هي، لقد كان يكذب عليّ من اليوم الاول |
O rakun beni öldürmeye çalıştı ama en azından Bana yalan söylemedi. | Open Subtitles | حسناً ، حاول هذا الراكون قتلي ، ولكن علي الأقل لم يكذب عليّ |
Ben de Bana yalan söylendigi için berbat hissediyorum. Bana daha önce kimse yalan söylememisti. | Open Subtitles | وأنا شعرت بالسؤ أن يكذب عليّ لم يكذب عليّ أحد من قبل |
Eğer sadece Bana yalan söylüyor olsaydı söylediklerin doğru olurdu. | Open Subtitles | حسنٌ، سيكون هذا صحيح إذا كان يكذب عليّ وحسب. |
Ben sadece Bana yalan söylemeyeceği bir konuma geldiğimizi sanıyordum, o kadar. | Open Subtitles | ظننتُ أنّ علاقتنا وصلت لدرجة تجعله لا يكذب عليّ. |
O zaman kendim sorarım. Davenport Bana yalan söylemez. | Open Subtitles | حسناً، إذاً أنا سأسأله نفسه دافينبورت لن يكذب عليّ |
Sen her konuda haklıydın. Hâlâ Bana yalan söylüyor. | Open Subtitles | كلا، لقد كنتِ محقة بكل شيء .وما زال يكذب عليّ |
Şimdi Bana yalan söylüyor, sen istediğin için mi yoksa bana güvenmediği için mi bilmiyorum ama kaldıramıyorum Nate. | Open Subtitles | والآن هو يكذب عليّ ولا أعلم إن كنت قد أخبرته بأن يفعل أو لأنه لا يثق بي |
Şimdi Bana yalan söylüyor, sen istediğin için mi yoksa bana güvenmediği için mi bilmiyorum ama kaldıramıyorum Nate. | Open Subtitles | والآن هو يكذب عليّ ولا أعلم إن كنت قد أخبرته بأن يفعل أو لأنه لا يثق بي |
Bana yalan söylenilmesinden hoşlanmıyorum! | Open Subtitles | أنا فقط لا أحب أن يكذب عليّ أحد |
Belki de sen Bana yalan söylüyorsun. | Open Subtitles | ربّما أنت الشخص الذي يكذب عليّ |
ne kadar parası olduğu hakkında Bana yalan söylemediği. | Open Subtitles | أنه لا يكذب عليّ حول ما معه من مال |
Bana yalan söylediğini biliyordum. Biliyordum. | Open Subtitles | عرفتُ بأنه كان يكذب عليّ , عرفتُ ذلك |
Evet, ve Aiden bunca zamandır biliyormuş. Bana yalan söyledi. | Open Subtitles | نعم، وكان (إيدن) علي علم طوال الوقت وكان يكذب عليّ. |
Bana doğruyu söyle çünkü insanların Bana yalan söylediğini anlarım. | Open Subtitles | أخبريني الحقيقة، لأنني أعلم... عندما يكذب عليّ الآخرين |
Babam trafik kazasında öldüğünü söyledi, yalan söylediğini biliyorum ve hala yalan söylüyor. | Open Subtitles | أبي أخبرني أنهاماتبحادثبالسياره. وأناعرفتُأنهيكذبُعليّ . وهو كان يكذب عليّ منذو ذلك الوقت |
Bana bin bir çeşit sıkıntı ve sorun çıkartabilir ama yalan söylemez. | Open Subtitles | إنه يسبب لي المتاعب و الغمّ بمئات الطرق لكنه لا يكذب عليّ |