Bobby'nin anlattıklarından sonra bu benim için yeterli. | Open Subtitles | بعد ما قاله لنا بوبي، هذا يكفي بالنسبة لي. |
Eğer sen sağlıklıysan ve iyi yiyorsan ve çocuklar iyi büyüyorsa, bu benim için yeterli. | Open Subtitles | إذا كنت بصحه جيدة وتأكلين جيدا وإذا كبروا الأطفال جيدا ذلك يكفي بالنسبة لي |
Eğer sen sağlıklıysan ve iyi yiyorsan ve çocuklar iyi büyüyorsa, bu benim için yeterli. | Open Subtitles | إذا كنت بصحه جيدة وتأكلين جيدا وإذا كبروا الأطفال جيدا ذلك يكفي بالنسبة لي |
Eğer orada olmamızı istiyorsa, benim için yeterli. | Open Subtitles | , لو كان يريدنا هناك هذا يكفي بالنسبة لي |
Bu kadarı bana yeter. | Open Subtitles | وهذا يكفي بالنسبة لي |
Onun iyi olduğunu bilmek benim için yeterli değil ve bunun hakkında bir şeyler yapmaya karar verdim. | Open Subtitles | معرفة أنه بخير ليست جيدة بما يكفي بالنسبة لي لذلك قررت أن نفعل شيئا حيال ذلك |
Yabancı bir ses benim için yeterli. | Open Subtitles | أتعلمون ، الصوت العبري جيد بما يكفي بالنسبة لي |
Bu kadarı benim için yeterli. | Open Subtitles | ، "مجلة "لوس أنجلوس تايمز" تدعوه "انتحاراً . هذا جيد بما يكفي بالنسبة لي |
-Senin inanmana inanıyorum ve bu benim için yeterli. | Open Subtitles | ألا تصدقني - أصدق بأنك تصدق هذا - وهذا يكفي بالنسبة لي |
benim için yeterli. | Open Subtitles | إنه يكفي بالنسبة لي. |
Dean denen heriften hoşlandıysan, benim için yeterli. | Open Subtitles | إذا يعجبك هذا الرجل (دين)، ذلك يكفي بالنسبة لي. |
benim için yeterli. | Open Subtitles | هذا يكفي بالنسبة لي |
Sayılman benim için yeterli. | Open Subtitles | يكاد يكفي بالنسبة لي. |
Senin görüşlerin benim için yeterli. | Open Subtitles | رأيك فيه يكفي بالنسبة لي |
- Hayır, benim için yeterli değil. | Open Subtitles | -كلا، إنّه ليس جيدًا بما يكفي بالنسبة لي . |
- Bu benim için yeterli. | Open Subtitles | وهذا يكفي بالنسبة لي |
benim için yeterli | Open Subtitles | هذا جيد بما يكفي بالنسبة لي |
- Bu benim için yeterli. | Open Subtitles | -وهذا يكفي بالنسبة لي |
Bu bana yeter. | Open Subtitles | هذا يكفي بالنسبة لي. |