Gerçekten biraz yardıma ihtiyacım var çünkü kendi başıma yaşamaya yetecek kadar param kalmadı. | Open Subtitles | أنا حقاً بحاجة إلى بعض المساعدة لأنني لا أملك ما يكفي من المال للعيش لوحدي |
İşte o zaman yeteri kadar param, suç ortağım ve şöyle böyle de bir planım vardı. | Open Subtitles | إذن الآن لديّ ما يكفي من المال ولدي شركائي، ولديّ خطّة نوعاً ما ؟ |
Haydi. Sütlü kahve içeriz. Bunun için paramız var. | Open Subtitles | سنشرب القهوة بالحليب لدينا ما يكفي من المال |
Julie, seni göndermek için paramız olmadığı yalandı. | Open Subtitles | (جولي)، لقد كذبت بشأن عدم امتلاك ما يكفي من المال لإرسالك. |
Hatların ikisini yönetiyor, ve kendi evini ödeyebilmek yapmak için yeterince para tasarruf etti. | TED | إنها تدير خطين، وقد وفرّت ما يكفي من المال لدفع مقدم لبيتها. |
Bu kadar hoplayıp zıplamaya kan bankan için yeterince para biriktirdin mi? | Open Subtitles | من جميع قتالي وحركاتي آمل أنك جنيت ما يكفي من المال لتأسيس بنك الدم؟ |
Daha önce konuşmuştuk, önce yeterli parayı bulup sonra gözlerimi iyileştirecekti. | Open Subtitles | لقد إتفقنا إذا جمع ما يكفي من المال سيأخذني لأعالج عيني |
Kendime bir daire tutacak kadar para kazanacağım ve iyi durumda olacağız. | Open Subtitles | سأجني ما يكفي من المال لأحصل على شقة وسنكون على ما يرام |
Araba alabilecek kadar param olduğuna aldırmıyorsan neden olmasın? | Open Subtitles | إذا كنت لا تمانع لي التظاهر لدي ما يكفي من المال لشراء سيارة، بالتأكيد. |
- O kadar param yok. | Open Subtitles | أنا لم يكن لديك ما يكفي من المال. |
İçeri her damladığında, ortalığı temizlemesi için tam zamanlı bir temizlikçi tutacak kadar param yok. | Open Subtitles | ليس لديّ ما يكفي من المال لاستئجار خادمة متفرغة بالكامل... -للتنظيف في كل مرة تعصف فيها... |
Julie, seni göndermek için paramız olmadığı yalandı. | Open Subtitles | (جولي)، لقد كذبت بشأن عدم امتلاك ما يكفي من المال لإرسالك. |
Petrol işinden yeterince para kazanana kadar da yapacağım. | Open Subtitles | هذا ما سأواصل القيام به حتى أكسب ما يكفي من المال لتجارة النفط |
Kızlara yeterince para verirsen her zaman seni mutlu ederler. | Open Subtitles | الفتيات تدفع لهن ما يكفي من المال و دائماً ما يقضين على المال |
Para biriktirmek zorundayım yeterince para... | Open Subtitles | علي أن أوفر ما يكفي من المال ما يكفي من المال |
İşlerini yaptıklarını düşünüyorlar ama şu lanet çocukları doyurmak için koruyucu ailenin bana yeterli para vermediğini de biliyorlar. | Open Subtitles | يظنون إنهم يفعلون عملهم، لكنهم يعرفون أن الحضانة لا تعطيني ما يكفي من المال لإطعام كل هؤلاء الصغار الأوغاد. |
Sebep ise yeterli para harcamamamız değil. | TED | والسبب هو ليس عدم إنفاق ما يكفي من المال. |
Her gün, harcamalarını ucu ucuna karşılayacak kadar para kazanıyor. | TED | وتجمع ما يكفي من المال لتغطية نفقاتها كل يوم. |
Ben, herkese rahatlık sağlayacak kadar para kazanmadığım sürece, kısa ve yabani bir hayat yaşamış olan büyük-büyük annem için övgüye değer birisi olmadığımı biliyorum. | TED | أعرفُ أنني لست ممتنة لجدتي الكبيرة، التي عاشت حياة قصيرة وقاسية، لو كنتُ أكسبُ بما يكفي من المال لشراء راحة كل مخلوق. |