"يكن سعيداً" - Translation from Arabic to Turkish

    • mutlu değildi
        
    • mutlu olmadı
        
    • memnun değil
        
    • memnun değildi
        
    • mutlu değilmiş
        
    • mutsuz
        
    • memnun olmadı
        
    Çünkü Penelope ile beraber mutlu değildi, gitmeden önce bile. Open Subtitles لأنه لم يكن سعيداً مع بينلوب المشكلة بدأت قبل أن يغادر إلى حرب طروادة
    - Uyandı ve hiç mutlu değildi! - Orada olduğunu nasıl bilemediniz? Open Subtitles . وقد استيقظ، ولم يكن سعيداً - وكيف لم تلاحظ وجوده ؟
    Ama çiftin biri pek mutlu değildi. Open Subtitles لكن كان هناك شخص واحد لم يكن سعيداً جدا ً
    Çünkü erkek arkadaşım eski erkek arkadaşım, ayrıldığımız zaman buna mutlu olmadı. Open Subtitles بسبب صديقي، صديقي القديم عندما أنفصلنا لم يكن سعيداً بذلك
    ayrıca o para için çok hevesli o başka yere çağırılmadığı için memnun değil sana söyleyeyim. Open Subtitles حمقى هل يظن أننا البنك المركزى التايلاندى؟ إذا لم يكن سعيداً فقولوا له أن يبحث عن من يمد له يد العـَون لا يوجد كلب فى هذا الشارع بإمكانه أن يحصل على قـِرشاً منّـى
    Çünkü buraya gelip, onun mülkünü ipotekle almanızdan memnun değildi. Open Subtitles لأنه لم يكن سعيداً لشرائكِ ملكيته السابقة لعدم سداد أمواله للبنك
    Diego, Anthony oyun kuruculuğunu elinden aldığı için pek mutlu değilmiş. Open Subtitles "ديجو" لم يكن سعيداً لأن "أنثونى" أخذ منه مركز اللاعب الرئيسى
    Yalnız bir sorun vardı ki birimiz hiç mutlu değildi. Open Subtitles المشكلة كانت ان واحد منا لم يكن سعيداً تماماً
    - Belki çocukluk karakteriyle bütünleşik olmaktan mutlu değildi. Open Subtitles ربّما لم يكن سعيداً بعدم إندماج شخصيته في الطفولة.
    Açıkçası, mutlu değildi, ama ona yüzüğü gösterdim. Open Subtitles لم يكن سعيداً بشكل واضح لكنني أريته الخاتم
    Gördüğün rüya her ne idiyse, pek mutlu değildi, değil mi? Open Subtitles مهما كان حلمك... لم يكن سعيداً للغاية ، أليس كذلك؟
    Yani azı dişler! - Uyandı ve hiç mutlu değildi! - Orada olduğunu nasıl bilemediniz? Open Subtitles . وقد استيقظ، ولم يكن سعيداً - وكيف لم تلاحظ وجوده ؟
    Annemle asla mutlu değildi. Open Subtitles أقصد أنه لم يكن سعيداً قط مع أمي
    Sen mutlu değildin, kurul mutlu değildi. Open Subtitles لم تكن سعيداً و المجلس لم يكن سعيداً
    Prens mutlu değildi. Open Subtitles الأمير لم يكن سعيداً.
    Sanki içinde bir üzüntü var. Hiç bir zaman gerçekten mutlu olmadı. Open Subtitles كأنه هناك حزن بداخله، لم يكن سعيداً حقاً
    Bu gece ona Meksika'dan bahsettim ve hiç mutlu olmadı. Open Subtitles أخبرته بخصوص مكسيكو هذه الليلة ولم يكن سعيداً.
    Görünüşe göre Spangler, Will'in son günlerdeki kayboluşlarından memnun değil ve benim bu pozisyona daha çok uyduğumu düşünmüş. Open Subtitles يبدو أنّ (سبّانغلر) لم يكن سعيداً بسبب غياباته وتأخّراته المتوالية ويعتقد أنّي أفضل منه لتولّي هذا المنصب
    Baba olmak konusunda pek memnun değildi. Open Subtitles لم يكن سعيداً جداً بشأن كونه أباً
    - Sanırım Indiana'da mutlu değilmiş. Open Subtitles نعم, أعتقد أنه لم يكن سعيداً في انديانا
    E-postada Nestor'un mutsuz olduğuna dair bir emare yok. Open Subtitles لم يكن هناك أي شيء في البريد الألكتروني يوحي بأنه لم يكن سعيداً
    - Etrafta dolandığıma memnun olmadı. Open Subtitles لم يكن سعيداً بإبحاري في المنطقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more