"يكون عليه" - Translation from Arabic to Turkish

    • nasıl bir
        
    • anne baba
        
    • nasıl olması
        
    Yani bunu her gün yaşamak nasıl bir duygudur diye? Open Subtitles أعني، ما يكون عليه الحال من يعيش هذا كلّ يوم؟
    Merak etmeye başladım, gerçek bir özür nasıl bir şey olabilirdi? TED بدأت أتساءل، ما عسى أن يكون عليه اعتذار حقيقي وعميق؟
    Büyük bir lideri en iyi tarif eden örneğin anne baba olduğunu söyleyebilirim. TED أقرب تشبيه يمكنني أن أعطيه لما قد يكون عليه القائد الجيد، هو الأب.
    Eğer harika bir anne baba olduğunuzu düşünürseniz, ne istersiniz? Harika bir anne baba nasıl olur? TED إذا فكرت في ما قد يكون عليه الأب الجيد، ما الذي تريده؟ ماهي صفات الأب الجيد؟
    Terapinin nasıl olması gerektiğine dair kendi yaptığın bir planla ofisime girdin. Open Subtitles لقد أتيت إلى مكتبي بمخططك الخاص لم ينبغي أن يكون عليه العلاج
    Röntgenciler kafalarında saplantılarının nasıl olması gerektiği hedefinin fantezisini yaratıyor gibidir. Open Subtitles مسترقو النظر يحبو أن يخترعوا أحلاما برأسهم عما يجب أن يكون عليه من هم مهووسون بشأنهم
    - Sence Yeni Dünya nasıl bir yer olacak? Open Subtitles وكيف تظن أنه من المفترض أن يكون عليه العالم الجديد؟
    Ben de nasıl bir gelinlik istediğime o kadar kafayı takmıştım ki paniğe kapıldım. Open Subtitles لقد كنت منهمكة جداً فيما أردت لذلك الفستان أن يكون عليه لدرجة أننى تماديت قليلاً بذلك
    Hepiniz aşık olmanın nasıl bir şey olduğunu unuttunuz mu? Open Subtitles هل نسيتم جميعاً كيف يكون عليه الحال عندما تكونوا في مغرمين ؟
    Bir kaç yıl önce, ... sanat dünyasına girebilmenin nasıl bir şey olduğunu... ...hissedebilmek amacıyla en büyük uluslararası... ...sanat sergisini görebilmek için... ...Avrupada aylar geçirdim. TED منذ بضع سنوات قضيت شهورًا في أوروبا لأتفقد المعارض الفنية العالمية الرائدة التي تعد المحرك الأساسي لما يجب أن يكون عليه عالم الفن
    Hatta bir ara 100 dolarlık dizüstünün nasıl bir şey olacağını bile gösterebiliriz. Şimdi, Chris benden önemli konular hakkında konuşmamı istemişti TED وعند نقطة معينة سأقوم حتى بتمرير ما يمكن أن يكون عليه حاسوب المائة دولار المحمول. الآن، طلب منّي كريس الحديث عن بعض القضايا الكبيرة،
    Brooklyn'deki bir stadyum, Brooklyn'deki bir stadyum olabilir. Stadyumun nasıl olması gerektiğini düşündüğümüz kırmızı tuğlalı tarihi bir taklit olmaz demek. TED ما يعني أن ملعبا في بروكلين يمكن أن يكون ملعبا هناك، لا أن يكون تقليدا تاريخيا ذا آجور أحمر كما نعتقد أن يكون عليه ملعب ما.
    Tabii ki nasıl olması gerektiği gibi. TED هذا ما يجب أن يكون عليه بالتأكيد
    Ve fikir çok basit, bir insanın - vücudunun, cinsiyetinin, cildinin - nasıl olması gerektiği hakkında önceden var olan düşüncelerimizi bırakırsak, bu derin önyargıları yok etmek için kasıtlı adımlar atarsak ve insanlara, kararlı olmaları ve kendilerini benimsemeleri için alanlar yaratırsak, o zaman içine doğduğumuz dünyadan daha iyi bir dünya yaratabiliriz. TED والفكرة ببساطة هي، إذا ما أسقطنا كل مفاهيمنا المسبقة عن ما يفترض أن يكون عليه شخص ما -- بالنسبة لجسده وجنسه ولونه -- إذا ما خطونا خطوات جادة لطرح هذه التحيّزات عميقة الجذور جانباً وخلقنا مساحة للناس ليحدّدوا ذواتهم، وتقبّلنا ما هم عليه، حينها بالتأكيد سنخلق عالماً أفضل من الذي وجدنا أنفسنا فيه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more