"يكون كذلك" - Translation from Arabic to Turkish

• öyle olmalı
• Öyle olmak
• Öyle olsa
• Öyle olması
• olmasın ki
• öyle olmasını
• öyle olmayacak
• öyle kalmayacak

öyle olmalı. Beni onun için terk ettin.
من الأفضل أن يكون كذلك لقد تركتني من أجله

- Yapıt, görev. Bu bir tuzak. öyle olmalı.
القطعة الأثرية , المهمة إنه فخ , يجب أن يكون كذلك

Sanırım öldüğünü düşündüğün bazı şeyler hep Öyle olmak zorunda değil.
أعتقد بأن ما نظنه ميتاً قد لا يكون كذلك دائماً

İyileştirici güce sahip olabilmek için Öyle olmak zorunda.
يجب ان يكون كذلك ليكون قادر علي الشفاء

Öyle olsa iyi olur çünkü zam isteyeceğim.
من الأفضل أن يكون كذلك ، لأننى سوف أطلب منه زياة فى راتبى

Öyle olması gerektiğini düşünmüyor musun?
ألا تظن انه لابد من أن يكون كذلك ؟

Tabii ki öyle. Neden güvenli olmasın ki?
بالتأكيد هو آمن و لماذا لا يكون كذلك ؟

Şu anda benim evim, senin de evin, Sam ve sen öyle olmasını istediğin sürece öyle olacak.
ان بيتى هو بيتك سام وسوف يكون كذلك طالما اردتى ذلك

Sürdürülebilir konutlar çoğunlukla zenginlik ve varlıkla ilişkilendiriliyor. Fakat bu sefer öyle olmayacak.
غالبا ما يرتبط السكن المستدام مع الثروة والغنى، لكن الأمر لا يجب أن يكون كذلك.

öyle olmalı, o kadar veriyi 1,3 saniyeye sığdırabiliyorsa.
لابد أن يكون كذلك حتى يمكن إرسال هذه البيانات خلال 1.3 ثانية

- Geldiğimiz bütün yerlerin boş olmasına bakarsak, öyle olmalı.
-بالنظر لحصيلتنا الفارغة في جميع المواقع فلابد أن يكون كذلك

Hayır, bu senin gökkuşağın, en azından öyle olmalı.
لا , إنه خاص بك أنت , ينبغي به أن يكون كذلك على الأقل , هيا , التف

öyle olmalı zaten. 2000 dolara mal oldu.
ينبغي أن يكون كذلك لقد كلفني مبلغ ألفين دولار

- Van Beek olmak zorunda. - Öyle olmak zorunda değil.
"ـ يجب أن يكون "فان بيك ـ لا يجب أن يكون كذلك

Öyle olmak zorunda.
يجب أن يكون كذلك

Öyle olmak zorunda değil.
ليس عليه أن يكون كذلك

- Eğer gezegen uygun olduğunu kanıtlarsa. - Öyle olsa iyi olur. Zaman kaybediyorlar.
إذا أثبت الكوكب أنه ملائم من الأفضل أن يكون كذلك.نحن نستنفذ الوقت

- İçeride durum felaket. - Öyle olsa iyi olur, değil mi teğmen?
الوضع سيء بالداخل من الأفضل أن يكون كذلك.أليس هذا صحيح ليوتنت؟

Öyle olması gerekiyordu.
أجل، حسنًا، كان يفترض أن يكون كذلك

Öyle olması gerekmiyor.
ليس من الضروري أن يكون كذلك.

Neden yolunda olmasın ki?
ما الذي لا يجعله يكون كذلك ؟

Belki çok kolaydı çünkü, ben öyle olmasını istedim.
ربما كان متساهلاً لأنني أردته أن يكون كذلك

- Belki 20. yüzyılda imkansızdır ama 30. yüzyılda öyle olmayacak.
مستحيل في القرن العشرين لكن قد لا يكون كذلك في القرن الثلاثين

Bak dinle, hep öyle kalmayacak.
اصغِ إلي، ليس على الأمر أن يكون كذلك دائمًا