Hepiniz bu hissi biliyorsunuz, yapacak çok işiniz olduğunda veya yemek için işe ara verdiğinizde, kan şekeriniz düşer. | TED | جميعكم تعرفون هذا الشعور، عندما يكون لديك الكثير لتقوم به، أو عندما تؤجل استراحة الغداء وينخفض عندها مستوى سكر الدم. |
Bu sayede bir çok küçük tesisiniz olabilir dünyanın her tarafına yayılmş. | TED | بحيث يمكن أن يكون لديك الكثير من المنشآت الصغيرة منتشرة في جميع أنحاء العالم. |
Teşekkür ediyor, hoşçakal diyor, ve umuyorki çok çocuğun olur. | Open Subtitles | يقول شكرا لك، وداعا و تأمل أن يكون لديك الكثير من الأطفال. |
çok paraya sahip olmak senin için önemli mi? | Open Subtitles | هل من المهم أن يكون لديك الكثير من المال |
Öğrenecek çok fazla bir şeyin kalmayana kadar da ölmeyeceksin. | Open Subtitles | ليس عندما يكون لديك الكثير من اليسار للتعلم. |
Buraya her geldiğinde kafanda pek çok şey olduğunu görüyorum. | Open Subtitles | لقد لاحظت بانه في كل مرة تأتين لهنا يكون لديك الكثير في ذهنك |
Hatta çok işin olduğunda söylenen afili bir laf da vardır: | Open Subtitles | حتى أن هناك جملة جذابه حين يكون لديك الكثير لتفعله |
Standartın çok yakın olduğu yerde, çok hakeminiz ve çok iyi sporcularınız olduğu zaman yazı-tura atmanız gerekebilir. | Open Subtitles | من الصعب عندما يكون لديك الكثير من الحكام و لديك الكثير من الرياضين الرائعين الآمر قريب جداً ، حيث يصعب الحكم |
Pek çok kişinin gelip geçtiğinden eminim, ama 30 yaşlarında bir adam hatırlamıyor musun, kötü görünümlü, çok yakışıklı da değil, bir çocukla beraber? | Open Subtitles | أخبر. يجب أن يكون لديك الكثير من الزوار، ولكن ربما تذكرت قصد رجل من حوالي 30، المبتذلة وسيئة مع الصبي. |
Kendini koruma sanatı hakkında öğreneceğin çok şey var. | Open Subtitles | أن يكون لديك الكثير لنتعلمه عن فن الحفاظ على الذات. |
Nötrinolar çok nadir olarak madde ile etkileşime girerler. | Open Subtitles | لهذا السبب يجب أن يكون لديك الكثير من المادة كي تلتقط أحدهم |
Oradaki evim buradan çok daha güzel ve okyanus kıyısında ve orada yapacak çok şeyin olacak. | Open Subtitles | بيتي هناك أفضل من هذا و هو على الشاطئ سوف يكون لديك الكثير للقيام به |
Korkarım, yapacak çok işiniz var. | Open Subtitles | أخشى أن يكون لديك الكثير من أعمال الأصلاح فيه |
İlk fırlatma gecikmelerinden dolayı malzemeleri almak için çok fazla zamanın olmayacak. | Open Subtitles | بسبب تأخر الإطلاق الأولي، سوف لن يكون لديك. الكثير من الوقت هناك لتحميل الإمدادات. |
Misinayı çekebilmek için üst gövdenin çok kuvvetli olması gerekir. | Open Subtitles | يجب أن يكون لديك الكثير من القوة في الجزء العُلوي من جسمك إلى خَط اليَد. |
Pekala Kirsten, oraya girdiğinde, keşif için çok vaktin yok, yani... | Open Subtitles | حسنا كيرستن ، لن يكون لديك الكثير من الوقت للاستكشاف |
Sorunlardan biri, çok fazla lakırdı olunca veri paketlerinin tümünü işlemenizin zor olması, bu yüzden öncelikler belirlemelisiniz ve işte öngörücü modelin size yardımcı olacağı nokta da bu. | TED | احدى هذه العقبات أنه عندما يكون لديك الكثير من الثرثرة يكون من الصعب تنسيق عمليات الرزم, فيتوجب عليك أختيار الأولوية و هنا يقوم النموذج التنبؤي بمساعدتك |
Sandra senin olsun, ama yanında çok sayıda bandaj bulundursan iyi edersin. | Open Subtitles | ! يمكنك أن تأخذ ساندرا ولكن تأكد أن يكون لديك الكثير من الضمادات |
Sürekli bir telâşe içerisinde olma, sürekli yapacak çok işinin olması düşüncesi oluyor hep kafanda. | Open Subtitles | ...تشعر ،وكأنك في حالة ركض دائم أن تكون شخص ذا قيمة، يكون لديك الكثير لتفعله |
çok cesur olmalısın. | Open Subtitles | يجب أن يكون لديك الكثير من الشجاعة |