"يكون لها" - Translation from Arabic to Turkish

    • etkisi
        
    • sahip olamayacaklar
        
    • olmayacak
        
    Yüksek miktarda alkol tüketiminin de aynı şekilde etkisi var. TED كما أن شرب كميات كبيرة من الكحول قد يكون لها تأثيراً مشابهاً.
    İnsanlar üzerinde bu etkisi vardır. Open Subtitles من الممكن أن يكون لها هذا التأثير على الناس
    Yıllarca etkisi olmayacak, ve çevresel riskleri buna değmeyecek. Open Subtitles لن يكون لها تأثير على مدى سنوات المخاطر البيئيه لاتستحق ذلك
    Başka bir değişle aile biriminin doğal aşınmasını sürekli olarak tehdit eden ortodoks olmayan eğilimler, organizmanın biyolojik desteğine daha fazla sahip olamayacaklar. Open Subtitles بكلمات اخرى فان الميول الغير ارثوذكسيه للحياة الفرديه والتي تهدد وبشكل خطير عملية التاكل الطبيعي لوحدة العائله لن يكون لها بعد الان الدعم الحيوي والعضوي
    Başka bir değişle aile biriminin doğal aşınmasını sürekli olarak tehdit eden ortodoks olmayan eğilimler, organizmanın biyolojik desteğine daha fazla sahip olamayacaklar. Open Subtitles بكلمات اخرى فان الميول الغير ارثوذكسيه للحياة الفرديه والتي تهدد وبشكل خطير عملية التاكل الطبيعي لوحدة العائله لن يكون لها بعد الان الدعم الحيوي والعضوي
    Buna hırsızlık diyemeyiz. Çünkü öldüklerinde etin de bir sahibi olmayacak. Open Subtitles لا يمكن أن نسميها سرقة لأن بعد موتهم لن يكون لها أصحاب
    Hatta ben doğru kızın senin üstünde iyi bir etkisi olacağını düşünüyorum. Open Subtitles يمكن أن يكون لها تأثير جيد جداً عليك أجد على أية حال ، أن إعلانكِ مؤسف
    - katılıyorum. gezegen üzerindeki uzun süreli etkisi bir felaket olurdu. Open Subtitles حتى إن نجحت سوف يكون لها أثر سيء على الكوكب
    Ama ben Liberaller'in teklifini bizzat okudum ve bir ekonomi uzmanı olarak diyorum ki, yeni işgücü arzı bakımından lafını etmeye değecek bir etkisi olmayacak. Open Subtitles ولكن بعد قراءة التفاصيل فلن يكون لها تأثير على خلق فرص عمل
    Bu şeylerin kariyerinde bir etkisi olmuş olmalı. Open Subtitles وكان لهذه الأشياء أن يكون لها تأثير على حياتك المهنية.
    Onun çok fazla etkisi olmayacak ya da bir çok şey yapmayacak. Open Subtitles وهي لن يكون لها الكثير من خطوط أو الكثير للقيام به.
    Bencilce kararların grup üzerinde bir etkisi var. Open Subtitles القرارات الأنانية يكون لها تأثير على المجموعة.
    Obezite ve beslenme biçiminin gen değişimleriyle bir ilgisi olduğuna yönelik bazı kanıtlar bulunmaya başlanıyor ki bunların, bir bebeğin beyninin çalışmasına etkisi olabilir ya da olmayabilir. TED لقد أصبح هناك بعض الأدلة على أن السمنة والنظام الغذائي لها علاقة بالتغيرات الجينية، والتي قد أو قد لا يكون لها تأثير على طريقة عمل الدماغ في الجنين.
    Eğer bizi ele geçirirse, başka düşmanı olmayacak, öldürecek kimse de kalmayacak. Open Subtitles لو استولت علينا لن يكون لها اى اعداء بعد ذلك لن يتبقى احد ليقتلها
    Aslında Ernie, fotoğrafların yasal geçerliliği olmayacak. Open Subtitles المسألة يا إيرني , أن الصور لن يكون لها أي مأخذ قانوني إنها لن تسهل الفسخ
    Sevgili meselesini unutun, onun sevgilisi olmayacak. Open Subtitles أنسوا أمر الحبيب , سوف لن يكون لها أى حبيب.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more