"يلبسون" - Translation from Arabic to Turkish

    • giyinmiş
        
    • giyen
        
    • giyiniyor
        
    • giyer
        
    • takar
        
    • giymiş
        
    • giyinip
        
    • giyiyor
        
    • giymiyor
        
    • giymezler
        
    • takıyorlar
        
    • giyiyorlardı
        
    • giydiklerini
        
    • giyip
        
    • giyecekmiş
        
    Bu şekilde giyinmiş insanlarla savaş nasıl kazanılacak? Open Subtitles كيف يُفترض أن نكسب حربا مع أناس يلبسون هكذا
    Mekanı "Joseph, James Robinson'dur." yazılı tişörtler giyen bir sürü insanla doldurmuştuk. TED فقد ملأنا المكان بعملاء يلبسون قمصان كتب عليها "جيمس روبنسون هو يوسف!"
    Öte yandan Eğer bir çıplak jandarmayı görürse, hemen giyiniyor ve onun çıplak olduğu hiçbir şekilde kanıtlanamıyor. Open Subtitles وعندما يرى العاري الشرطة سوف يلبسون ملابسهم ولا يكونون عراة بعد ذلك؟
    Aslında, Rand McNally'de insanlar ayaklarına şapka giyer ve hamburgerler insanları yer. Open Subtitles في الحقيقة، في دولة راند مكنالي ..يلبسون القبعات على أرجلهم والهامبرقر تأكل الناس
    Pek çok kardeşimiz madalyon takar. Open Subtitles حسنا الكثير من الاخوة يلبسون الميدالييات
    Haber siyahlar giymiş bir kaç kişinin camları kırmasının çok ötesinde. Open Subtitles القصة أكبر بكثير من مجموعة يلبسون الملابس السوداء فى النوافذ
    Zengin çocuklar, Beş Yol'da oturanlar gibi giyinip konuşuyorlar. Open Subtitles أولاد أصحاب الأمتيازات يلبسون ويتكلمون كما لو انهم يعيشون في فايف بويتنس
    Bütün müzik grupları bunu giyiyor. Open Subtitles ستبدو رائعا كل أولاد الفرق الموسيقية يلبسون مثل ذلك
    Richard Jaeckel ve Lee Marvin o tankın üzerinde Naziler gibi giyinmiş. Open Subtitles ريتشارد جيكل ولي مارفن أعلى الخزان يلبسون كالنازيين
    Sonra yanlışlıkla korsan gibi giyinmiş bir grup cafcaflı adamla... Tobias homoseksüellerle dolu bir minibüse bindi. Open Subtitles ثم , مخطئا فى مجموعه من الرجال يلبسون ببهرجه مثل القراصنه
    Geçen gece şu kulübe gittim, tıpkı benim gibi giyinmiş bir travesti vardı. Open Subtitles كنت في النادي ذاك اليوم ورأيت العديد من الأشخاص يلبسون مثلي
    eger o post giyen kabile avcilarini görürsen.. Open Subtitles هل رأيتم صيادي العشائر الذين يلبسون الفراء،
    Bu haklara sahipsiniz. Sizden önce gelip bu üniformayı giyen insanlar sayesinde bu haklara sahipsiniz. Open Subtitles لديك هذه الحقوق بسبب الرجال الذي جاءوا قبلك وكانوا يلبسون الزى العسكري
    Tüm bu adamlar aynı giyiniyor. Aynı yerlerde oyun oynuyor. Aynı şeylerden hoşlanıyorlar. Open Subtitles هؤلاء الفتية كانوا يلبسون نفس الملابس , ويلعبون في نفس الاماكن
    Fena değil, ama hakiki erkekler pantolon giyer. Open Subtitles هذا جيد لكن الرجال الحقيقين يلبسون ملابس داخليه
    O işi yapan adamlar her zaman eldiven takar, değil mi? Open Subtitles ما أعنيه أنهم دوماً يلبسون القفازات؟ صحيح.
    - Bu, buraya dar kot giymiş seksi erkekler için gelmediğin anlamına mı geliyor? Open Subtitles هل هذا يعني أنك ستبقين هنا لأنه لايوجد شبان مثيرين يلبسون الجنز الضيق
    Hayir, bence bir yapimcinin, bir sanatçiya nasil giyinip davranacagini söylemesi tam bir saçmalik.. Open Subtitles لا، أنا أفكر بشأن رجل للتسجيلات يأتي ويخبر الفنانين كيف يلبسون أو كيف يأتون وذلك هراء
    Yani bu yüzden bazı erkekler kuyruklu smokin ve melon şapka ve kızlar da kabarık elbiseler giyiyor. Open Subtitles أنا أعني هذا سبب أرتداء الشبان الذيول مع القبعات و الفتيات يلبسون التنورات القصيرة.
    Onun yaşıtı hiçbir ünlü iç çamaşırı giymiyor. Open Subtitles ليس هناك اي مشاهير في نفس عمرها يلبسون ملابس داخلية
    Benim elbisem yok, çünkü ben bir erkeğim ve erkekler elbise giymezler. Open Subtitles ... ليس لدي فساتين وذلك لأنني لأنني رجل والرجال لا يلبسون الفساتين
    Maskelerle dolaşıyorlar, kafalarına bir şey takıyorlar. Open Subtitles هل تعلم أنهم يتجولون وهم يلبسون أقنعة ويضعون أشياءا على رؤوسهم؟
    - Zenci kadınlarla. - Hayır, siyah giyiyorlardı. Rahibeydiler. Open Subtitles مع النساء السوداء لا,لقد كاوا يلبسون الاسود, لقد كانوا راهبات
    Koroyu görüyorum ve eski püskü giysiler giydiklerini biliyorum ama biz de o koronun bir parçasıyız, evet, ikimiz de. Open Subtitles أراهم يلبسون الأسمال. ولكننا ننتمي لتلك الجوقة. نعم، كلانا.
    Kostümler giyip gidip insanlardan şeker isterler. Open Subtitles انهم يلبسون ازياء ويذهبون في الانحاء يطلبون حلوى
    Sadece birinci sınıflar kostüm giyecekmiş. Open Subtitles وقالت فقط المبتدئون يلبسون أزياءً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more