"يلعبون" - Translation from Arabic to Turkish

    • oynarlar
        
    • oynuyorlardı
        
    • oynuyordu
        
    • oynamaz
        
    • oynamıyorlar
        
    • oyun
        
    • oynayıp
        
    • oynadığını
        
    • oynayan
        
    • oynamaya
        
    • oynamak
        
    • oynasın
        
    • oynadılar
        
    • oynadığı
        
    • oynasınlar
        
    Duygularınla oynarlar, bu şirin kedi yavrusu gibi seni her yere sürükleyebilir. Open Subtitles يلعبون على مشاعرنا مثل هذه القطة الوديعة التى يمكنها تحريك مشاعركم جميعاً
    Bir keresinde bir anaokulunu ziyaret etmiştim. Üç küçük çocuk, birbiriyle tıpatıp aynı oyuncaklarla oynuyorlardı. TED لقد زرت ذات مرة حضانة حيث رأيت ثلاث أطفال يلعبون بلعب بلاستيكية متطابقة.
    Altı küçük Kızılderili oğlan kovanla oynuyordu, eşekarısı birini soktu ve kaldı beşi. Open Subtitles ستة هنود صغار يلعبون بخلية النحل فلدغت النحلة أحدهم فتبقى منهم خمسة
    Üçboynuzlar asla Uzunboyunlar ile oynamaz. Open Subtitles ذو القرون الثلاثة لا يلعبون أبدآ مع الرقاب الطويلة
    Bu bir parçacık fizikçisi için korkunç bir model, çünkü onlar garip küçük parçacıklar ile oynuyorlar, araba engelleri ile oynamıyorlar. TED فان ذلك لا ينطبق على فيزيائي الجزئيات لانهم لا يلعبون في مواقف السيارات انما يلعبون بالجزئيات الصغيرة الغريبة
    Sınıfta geç saatlere kadar yemek yiyor ve oyun oynuyorlar! Open Subtitles للملاحظة , لايزالون متأخرين في صفهم يأكلون , يلعبون الالعاب
    Parktan koşarak geçerken milyonlarca insan frizbi oynayıp piknik yapıyordu. Open Subtitles ركضت بالمتنزه. كان هناك ناس يلعبون الفريسبي، سيكون عنده النزه.
    Kalacak bir yer olmadığından bilgisayarımı orada bırakıp, uzaklaştım, birkaç ay sonra geri döndüğümde çocukların bilgisayar oyunu oynadığını gördüm. TED لم يكن هناك مكان لأستقر به، فوضعت جهاز الحاسوب ثم ذهبت و عدت بعد بضعة اشهر، وجدت الاطفال يلعبون الألعاب عليه
    Apartmana giderken yanlış yerden dönmüştüm ve dışarıda futbol oynayan bu çocukları gördüm. TED كان ذلك عندما ضللت الطريق لهذا المجمع السكني، ورأيت هؤلاء الأطفال يلعبون الكرة،
    Yetişkinler daha doğal davranırlar, ve çocuklar diğer çocuklarla daha kolayca oynarlar. TED البالغون تصرفوا بطبيعية اكثر, وأصبح الاطفال يلعبون بسهولة مع بقية الاطفال.
    Bazen çocuklarından daha heyecanlı babalar görürüz: lego ile oynarlar veya plastik bir robot yaparlar. TED أحياناً نجد الآباء يتحمسون أكثر من أطفالهم يلعبون الليجو أو يركبون الربوت البلاستيكي.
    Beraber liseli gençlerin çocuksu oyunlarını oynarlar. TED يلعبون مع بعضهم ألعاب الأطفال بالثانوية.
    Kendinden geçmiş bir topla, yalın ayak oynuyorlardı, kale olarak taş yığmışlardı. TED كانوا يلعبون حفاة الأقدام بكرة بالية ومرمى مصنوع من الصخور.
    Poker oynuyorlardı ve adamın elini bildim. Open Subtitles كانوا يلعبون الورق و استطعت ان استنتج ما كان معهم
    Altı küçük Kızılderili oğlan kovanla oynuyordu, birini eşek arısı soktu ve kaldı geriye beş. Open Subtitles ستة هنود صغار يلعبون بخلية للنحل قامت نحلة بلدغ أحدهم فتبقى منهم خمسة
    Üçboynuzlar asla Uzunboyunlar ile oynamaz. Open Subtitles ذو القرون الثلاثة لا يلعبون أبدآ مع الرقاب الطويلة
    10 saati kesintisiz oynamıyorlar. TED فلا يلعبون الألعاب التفاعلية مدة 10 ساعات على التوالي،
    Diğer çocuklar oyun oynarken sen oturmuş, bir arkadaşına bölme işlemi anlatırdın. Open Subtitles بينما كان الأطفال الآخرون يلعبون الكرة كنتِ تجلسين وحدك تقومين بالقسمة المطولة
    Gezegenin çekim kuvvetiyle oynayıp, ne kadar yaklaşabileceklerine bakarlardı. Open Subtitles يلعبون مع جاذبيه الكوكب ليروا إلى أى مدى يمكنهم الوصول
    Etrafınızda kimse yok ve sizin üstünüzdeki parkta çocukların oynadığını duyuyorsunuz, Aşağıda ne olduğundan tamamen habersiz. TED لا يوجد أحد حولك، وتسمتع إلى الأطفال يلعبون بالحديقة فوقك، لا يعون تماماً ما بأسفل.
    Geniş ekran bir televizyonun kutusunda oynayan çocuklar görmüştüm ve çalabilmek için o televizyonu kimin aldığını öğrenmeye çalışıyordum. Open Subtitles شاهدت بعض الأطفال يلعبون على تلفاز كبير و حاولت معرفة من اشتراه حتى أرى إن كنت أتمكن من سرقته
    Pedofili suçundan hüküm giydiğinde çocuklarını buraya oynamaya getirirler mi? Open Subtitles هل سيتركون أبنائهم يلعبون هنا مع شخص متهم بإغتصاب الأطفال؟
    Senin oynamak istediğinden de sert oynarlar. Open Subtitles انهم يلعبون بقسوة اقسي حتي مما تريد نيكي براند ان تلعب
    Öyleyse bu lokavta son verelim ve bırakalım çocuklar oynasın. Open Subtitles أقترح إذاً أن نلغي الإغلاق التعجيزي و نترك الأولاد يلعبون
    Çocuklar bahçede oynadılar. Hatırlamıyor musun? Open Subtitles الأطفال كانوا يلعبون بالخارج ألا تذكرين كلّ هذا؟
    Bu, insanların inanılmaz bir başrolü oynadığı müthiş bir hikaye. TED و هي قصّة فيها البشر يلعبون دوراً مذهلاً و خلاّقاً.
    - 10 dakika daha oynamalarına izin verelim. - Öğle yemeğine kadar oynasınlar bence. Open Subtitles ـ لنجعلهم يلعبون 10 دقائق آخرى، ربما ـ أقترح لندعهم يلعبون طيلة فترة الغذاء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more