"يلعب مع" - Translation from Arabic to Turkish

    • oynuyor
        
    • oynarken
        
    • oynuyordu
        
    • oynayan
        
    • oynaması
        
    • takılacakmış
        
    • oynamak
        
    • oynardı
        
    • oynamıyor
        
    • oynarlarmış
        
    Bir oğul genç bir kadını öldüresiye dövüyor diğeri ölü hayvanlarla oynuyor. Open Subtitles أبن واحد يضرب سيدة حتى الموت و الأخر يلعب مع الحيوانات الميتة
    Takımımız çok uzun süredir birlikte oynuyor... ve aramızdaki kardeşlik bağı çok güçlü. Open Subtitles فريقنا يلعب مع بعضه منذ زمن طويل وهم يتعاملون بشكل أخوي جيد
    Parktaki sarhoşlarla oynarken seyredip bunu anlayabiliyor musun? Open Subtitles انت تقدر ان تقول ذلك لانك رايته يلعب مع بعض السكارى بالمتنزه
    Belki hastalandığı için eve gitti.belki de erkek arkadaşlarıyla oynuyordu. Open Subtitles ربما كان مريضا وعاد للبيت أو كان يلعب مع عدد من الأولاد
    Bir çocukla oyun oynayan birinin eğleneceğini düşünürsün ama onun gözleri ölü gibiydi. Open Subtitles هل تظني أن شخصا يلعب مع طفل سيستمتع بالأمر، لكن عينيه كانتا ميتتانِ.
    ....bana telefon açtı, ve kardeşimi istedi.. ....yeğeniyle oynaması için. Open Subtitles وتريد من أخي الصغير أن يلعب مع ابنة أختها
    Manny bugün arkadaşlarıyla takılacakmış meğerse. Yani onu almaya gitmeme gerek yokmuş. Open Subtitles اتضح أن (ماني) يلعب مع رفاقه اليوم لذا , لم يكن هناك داعٍ لجلبه
    Oğlu NY'nin elit çocuklarıyla oynuyor. Open Subtitles ولكن ابنه ليست كذلك. ابنه يلعب مع النخبة في نيويورك.
    Etrafta koşuşturuyor, kuzenleriyle oynuyor herkesle konuşuyordu. Open Subtitles إنه يركض بالجوار يلعب مع أبناء عمومته يتحدث مع الجميع
    Olumlu efendim. Şu an çocuklarıyla oynuyor. Open Subtitles أيجابي سيدي أعني أنه.يلعب مع أطفاله الان
    Okul sonrası arkadaşlarıyla oynarken top caddeye kaçmış. Open Subtitles كان يلعب مع بعض الأصدقاء بعد المدرسة خرجت الكرة إلى الشارع
    Yemeğin ortasında, Sarah'la oynarken hiç fark etmezdi, Jimmy koşa koşa giderdi. Open Subtitles في منتصف العشاء, أو يلعب مع سارة لم يكن مهماً, كان جيمي ليذهب
    Michael Jordan'ı, Washington Wizards'da oynarken gördüm. Open Subtitles رأيت أيضا مايكل جوردن يلعب مع واشنطن ويزارد
    Benim bebeğim komada yatarken o burada senin kardeşinle evcilik oynuyordu. Open Subtitles شاهدت طفلي ينام في حمى بينما هو يلعب مع أختك
    Palyaço rolü yapıp, çocuklarla mı oynuyordu? Open Subtitles لقد كان يلعب مع الأطفال كمهرج مزيف في حفلة؟
    Güneş parlıyor ve etraftaki tüm çocuklarla oyun oynuyordu. Open Subtitles كانت الشمس مشرقة كان يلعب مع أطفال آخرين
    -Hangisi daha acıklı bilmiyorum kendisiyle satranç oynayan biri mi yoksa çoktan kaybolduğunu anlamayan biri mi? Open Subtitles رجل يلعب مع نفسه الشطرنج ، أو رجل لا يرى أنه فعلاً خاسر
    Bebeklerle oynayan bir tip olduğunu biliyordum. Open Subtitles انا اعلم انك من النوع الذى يلعب مع الدمى
    Tıpkı aslanın ormanda avıyla oynaması gibi. Open Subtitles فقط مثل الأسد الذ يلعب مع فريسته في الغابة.
    Manny bugün arkadaşlarıyla takılacakmış meğerse. Yani onu almaya gitmeme gerek yokmuş. Doğru ya, affedersin. Open Subtitles اتضح أن (ماني) يلعب مع رفاقه اليوم لذا , لم يكن هناك داعٍ لجلبه
    Bu genç sizin takımda oynamak istiyor. Open Subtitles هذا الشاب يريد ان يلعب مع فريقك سيد هيندرسون
    Arka bahçede saatlerce durup Harika Kadın'ı oynardı. Open Subtitles لقد امضى ساعات في الحديقة الخلفية يلعب مع الكلب
    Çocuklarıyla asla konuşmuyor ve hiç oyun oynamıyor. Open Subtitles إنه لا يتحدث أو يلعب مع الأطفال
    Eskiden Samsung'un sahibiyle bovling oynarlarmış. Open Subtitles يقول أنه كان يلعب مع صاحب الشركة قديما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more