"يمثّل" - Translation from Arabic to Turkish

    • temsil ediyor
        
    • temsil eder
        
    • simgeliyor
        
    • temsil eden
        
    • bir virajdayız
        
    Geronimo, Senatör Conrad, Cleveland başkanını temsil ediyor. Open Subtitles جيرونيمو، السّيناتور كونراد يمثّل الرّئيس كليفيلند
    Fakat ona iyi davran. Bu şirket için yüklüce bir parayı temsil ediyor. Open Subtitles وكن لطيفاً معه، إنه يمثّل أموال طائلة لهذه الشركة
    Bu tahta, senin bir koca olarak izlediğin düz ve dar yolu temsil ediyor. Open Subtitles يمكنني أن أقول لك أن هذا اللوح الخشبي يمثّل الطريق المستقيم و الضيق الذي و كزوج يجب أن تتبعه
    İslam, dünya ile temasın yollarını temsil eder. bu yöntemle, kişi istenilen belli hedeflere ulaşır. TED يمثّل الإسلام طريقة لجذب العالم يمكن للمرء من خلالها تحقيق أهداف محددة منشودة.
    O ucube genetik mühendisliğinde büyük bir adımı simgeliyor. Open Subtitles ذلك المسخ يمثّل قفزة كبيرة في عالم الهندسة الوراثية
    O yüzden, bugün, artık 15 ayrı doktor değil bu hastaneyi temsil eden bir cerrahi takımsınız. Open Subtitles لذا فلستمُ اليومَ خمسة عشر طبيباً منفرداً، بل فريقاً من الجرّاحين يمثّل هذا المشفى
    Fang Shijie, şimdi First Üniversitesi Basketbol Takımının tarihini ve geleneklerini temsil ediyor. Open Subtitles فانج شيجي يمثّل الآن التأريخ والتقاليد الطويلة فريق كرة سلة الجامعة الأولى.
    İntihar eden kadınlar da her zaman iki çocuk annesi. Bu da annesini ya da karısını temsil ediyor olabilir ama bu adamın evli olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles وبعدها تكون المنتحرة قفزاً أمّاً لطفلين دائماً، ولعلّ ذلك يمثّل أمّه أو زوجته
    Yerel direnişi mi temsil ediyor? Yoksa sömürgeleşmeyi farklı bir açından mı gösteriyor? Open Subtitles ربّما كونه يمثّل المقاومة المحليّة أو يظهر الاستعمار من زاوية مختلفة؟
    Bu avukat, senin babanı öldüren şirketi temsil ediyor, o nedenle kafanı karıştırmak için mümkün olan her şeyi yapacaklardır. Open Subtitles ذلك المحامي يمثّل الشركة التي قد تكون قتلت أباك لذا سيبذل قصارى جهده لكي يربكك.
    Bu şey hangi kilidi açıyorsa, bahse varım ki anahtar kilidi açacak mekanizmanın yalnızca yarısını temsil ediyor. Open Subtitles أيًّا كان القفل الذي يُفتح بهذا، أراهن أن المفتاح يمثّل نصف الميكانيكية التي يُفتح بها
    Hugh Hefner uzaklaşmaya çalıştığımız her şeyi temsil ediyor. Open Subtitles هيو هيفنر يمثّل كل شيء نحاول الابتعاد عنه.
    Aynı ekibin içinde yer almak dünyanın birliğini temsil ediyor. Open Subtitles لأكون بنفس الفريق الذي يمثّل وحدة العالم..
    Geçmiş kendi geleceğini temsil eder, düz bir çizgide ilerler yine de tam bir çember oluşturarak sonlanır. Open Subtitles الماضي يمثّل مستقبله يتقدّم في خط مستقيم لكنه ينتهي بدائرة كاملة
    Bu yeni konumu ve gücü temsil eder bir kostüm, değil. Open Subtitles هذا ليس زي ، هذا يمثّل موقفكم و قوتكم الجديدة
    First Üniversitesi Basketbol Takımı geleneklerini ve tarihlerini temsil eder. Open Subtitles يمثّل التاريخ والتقاليد الطويلة فريق كرة سلة الجامعة الأولى.
    Her biri Walter Bishop tarafından zarar verilen çocukları simgeliyor. Open Subtitles كل واحد منها يمثّل طفلاً آذاه (والتر بيشوب).
    Evet, ve hava ise nefes almayı ya da hayatı simgeliyor olabilir, yani bir benzetme. Open Subtitles {\pos(192,215)} صحيح، وقد يمثّل الهواء التنفس أو الحياة، كإستعارة.
    En kötü korkunu simgeliyor. Open Subtitles إنه يمثّل أسوأ مخاوفك.
    Öyle bile olsa günümüzde hâlâ yaşayan ve kuşlar ile sürüngenler arasındaki geçişi temsil eden bir kuş var. Open Subtitles غير أن هناك طير على قيد الحياة يمثّل العلاقة بين الطيور الحديثة والزواحف. ‏
    Günümüzde hâlâ yaşayan ve iki grup arasındaki geçişi temsil eden bir tür daha var. Open Subtitles هناك كائن آخر على قيد الحياة يمثّل صلة بين المجموعات الكبيرة من الحيوانات،‏

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more