1965 yılına göre anneler çocuklarıyla daha çok zaman geçiriyorlar. Üstelik o zamanki kadınların çoğu çalışmıyordu. | TED | الأمهات في هذه الأيام يمضون وقتًا مع أبنائهم أكثر من الأمهات في عام 1965، عندها كانت معظم النساء لا يعملن. |
Kendi babalarına göre, çocuklarıyla daha çok zaman geçiriyorlar. | TED | يمضون وقتًا أطول مع أطفالهم أطول مما قضى آباؤهم معهم. |
Başlarda sadece zaman geçiriyorlar sanıyordum. | Open Subtitles | في البداية اعتقدت أنهم يمضون الوقت معا فقط |
Zamanlarının çoğunu plajda geçiriyorlarmış, ya da teknede. | Open Subtitles | انهم يمضون جُل وقتهم على الشاطئ او على متن قارب |
Zamanlarının çoğunu plajda geçiriyorlarmış, ya da teknede. | Open Subtitles | انهم يمضون جُل وقتهم على الشاطئ او على متن قارب |
Ama ayrıldıklarında, tahmin et zamanlarını kimle geçiriyorlar. - Ben. | Open Subtitles | وعندما ينفصلون، خمّن مع من يمضون أوقاتهم |
Arkadaşlarım zamanlarının çoğunu serserilik yaparak ve harcanarak geçiriyorlar. | Open Subtitles | أصدقائي يمضون معظم الوقت في اللهو و المرح |
Hayatlarını yuvarlanıp giderek öylesine geçiriyorlar. | TED | يمضون ببساطة حياتهم دونما إستمتاع. |
Yani bir arabanın arka koltuğunda bir saat geçiriyorlar ve bir anda, rengarenk oluyorlar. | Open Subtitles | ...فهم يمضون حوالي ساعة في المقعد الخلفي ثم فجأة يكونون بالألوان |
En güzel vakitlerini avluda geçiriyorlar. Futbol oynuyorlar ıvır zıvırlarıyla uğraşıyorlar. | Open Subtitles | يمضون وقتهم كالملوك يلعبون الكرة، يتاجرون... |
Birlikte çok zaman geçiriyorlar ve... | Open Subtitles | انهم يمضون الكثير من الوقت سوية |
Cevabı bulmak için iki buçuk yıl boyunca onlarca asistan ve cerrah gözlemledim, hem geleneksel hem robotik cerrahi yapan doktorlar, onlarla bizzat görüştüm, genellikle öğrenme çabasında olan asistan doktorlarla vakit geçiriyorlar. | TED | لمعرفة ذلك، أمضيت عامين ونصف في مراقبة الكثير من الأطباء المقيمين والجراحين وهم يجرون الجراحة التقليدية والروبوتية، أقوم بإجراء مقابلات معهم وبشكل عام يمضون الوقت مع الأطباء المقيمين وهم يحاولون التعلم. |