Benim kızım ve onun Shetland'ı bütün cumartesilerini orada beraber geçiriyorlar. | Open Subtitles | نعم, ابنتي وحصانها الشتلندي يمضيان كل أيام السبت هناك |
Zamanlarının çoğunu dilimleyicileri bandajlayarak geçiriyorlar. | Open Subtitles | يمضيان معظم الوقت في تضميد جراح القطّاعين |
Birlikte vakit geçiriyorlar. Bu iyi bir şey. | Open Subtitles | إنّهما يمضيان الوقت معاً وهذا جيّد |
Son zamanlarda o ikisi birlikte bayağı zaman geçiriyorlar. | Open Subtitles | إنّهما يمضيان وقتاً طويلاً معاً مؤخّراً |
Miguel'in kardeşinin öldürüldüğü dava üzerinde vakit geçiriyorlar. | Open Subtitles | عنيتُ أنّهما يمضيان وقتاً طويلاً معاً بسبب قضيّة ما -فلقد توفّي شقيق (ميغيل ) |