Giriş katına gidebilirsiniz ve tabii ki çoğunuz muhtemelen orada bulunmuşsunuzdur. | TED | يمكنكم الذهاب إلى الطابق الأرضيّ ومن الواضح، أن معظمكم، على ما أعتقد، سبق أن زاره. |
Yani herhangi birinizin yakin bir gelecekte Butan'a seyahat planlari varsa, bunlari kontrol etmeye gidebilirsiniz. | TED | لذلك لو أن أحدكم يخطط للسفر إلى بوتان في المستقبل القريب، يمكنكم الذهاب و التحقق منها. و هذه هي بعض الصور من ذلك. |
Korumalarla veya tutuklu olarak gidebilirsiniz. Seçenekleriniz bunlar. | Open Subtitles | يمكنكم الذهاب في صحبة القوة المسلحة أو يمكنكم الذهاب رهن الإعتقال التام.تلك هي كل الخيارات التي سأمنحها لك |
Eğer bu işi başarmayı istiyorsanız oraya bu kıyafetlerle gidemezsiniz. | Open Subtitles | إذا ستقومون بفعل هذا، لا يمكنكم الذهاب هناك بهيئتكم هذه |
- Şimdi gidemezsiniz. - Ne demek şimdi gidemezsiniz? | Open Subtitles | لا يمكنكم الذهاب الآن ماذا تقصد بأننا لا يمكننا الذهاب ؟ |
Makineyi bana ver, sen gidebilirsin. | Open Subtitles | حسنا، أعطني المنشار، وأنتم يمكنكم الذهاب. |
Çılgın bir dünyada yaşıyoruz. Pekala, gidebilirsiniz. | Open Subtitles | ياله من عالم مجنون ذلك الذي نحيا به هيا يمكنكم الذهاب |
Onu görür görmez tanıyacağım. gidebilirsiniz. | Open Subtitles | وسأعرف هذا الرجل حالما أراه، يمكنكم الذهاب |
Kitapları raflara dizdikten sonra gidebilirsiniz. Gecenin tadını çıkarın. | Open Subtitles | يمكنكم الذهاب حين تنتهوا من وضع الكتب على الرفوف ، تمتعوا بباقي المساء |
Bensiz gidebilirsiniz. Yapmam gereken bir şey var. | Open Subtitles | يمكنكم الذهاب بدوني لدي شيء لابد أن أفعله |
Ben ciddiyim, gidebilirsiniz. | Open Subtitles | حسناً , لكن , يا رفاق , حقّاً , يمكنكم الذهاب |
gidebilirsiniz yahut kalıp bizimle birlikte savaşabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم الذهاب أو يمكنكم البقاء والقتال معنا |
Unutmayın, sıkı çalışırsanız balo salonuna gidebilirsiniz orası buradan da pis. | Open Subtitles | تدكروا، إن عملتم بكد، يمكنكم الذهاب إلى غرفة الرقص. والتي هي أكثر مقتاً. |
eğer o kendiliğinden gittiyse ondan kurtulmuş olduk şimdi gidebilirsiniz | Open Subtitles | إذا كان قد أفلت من أيديكم فدعوهيذهب! يمكنكم الذهاب أنتم أيضاً |
Şayet her şey yolundaysa, sen ve çocuklar Los Angelsa gidebilirsiniz | Open Subtitles | -اذا كان كل شيء جيدا انت والاطفال يمكنكم الذهاب الى لوس انجلوس |
Pekala, hanımlar, gidebilirsiniz. | Open Subtitles | حسنـا ايتها السيدات , يمكنكم الذهاب |
İstediğiniz zaman gidebilirsiniz. - Eric! - Bırak kızı. | Open Subtitles | يمكنكم الذهاب إن شئتم "إريك" - دعي الفتاة تذهب - |
İkiniz oraya yalnız gidemezsiniz. Çok tehlikeli. | Open Subtitles | وأنتم لا يمكنكم الذهاب لهناك وحدكم إنه خطر جدا |
gidemezsiniz! Neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | لا يمكنكم الذهاب , لا نعرف ما الذى نتعامل معه |
Eve gidemezsiniz ama burada da kalamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنكم الذهاب للمنزل، ولا يمكنكم البقاء هنا |
Tamam. Öyleyse gidebilirsin. | Open Subtitles | حسناً , يمكنكم الذهاب |