İnsanları görünüşlerine göre yargılıyorsun. Onlara güvenebilirsin. | Open Subtitles | لا تحكم على الناس من مظهرهم ، يمكنك أن تثق بهم |
Tamam, ona güvenebilirsin. O yeni efendimiz. | Open Subtitles | انه بخير, يمكنك أن تثق به انه سيدنا الجديد |
Bana güvenebilirsin. Artık temizim. Yemin ederim ki temizim. | Open Subtitles | يمكنك أن تثق بي الآن، أنا نظيف أقسم بأني نظيف |
Hayır, ama annenin her zaman söylediği gibi tatlı bir kıza güvenemezsin. | Open Subtitles | لا، ولكن أمي قالت دائماً لا يمكنك أن تثق بي فتاة جميلة |
Böyle bir iş yerinde çalışırsan, güvenebileceğin bir insan bulmalısın, ki bu kişi işleri yanlışdan doğruya çevirebilsin. | Open Subtitles | عندما تعمل في مكان مثل هذا تحاول أن تجد شخص واحد يمكنك أن تثق به شخص يرى الأمور كما تراها و يعلم الصواب من الخطأ |
Bana güvenebilirsin. Artık temizim. Yemin ederim ki temizim. | Open Subtitles | يمكنك أن تثق بي الآن، أنا نظيف أقسم بأني نظيف |
O çocuklara güvenebilirsin. Onları uzun zamandır tanıyorum. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفال, يمكنك أن تثق بهم لقد عرفتهم نصف حياتى |
Güvenemeyeceğini söylüyor. Ama bana güvenebilirsin. | Open Subtitles | لقد قالت بأنه لا توجد ضمانات ولكن يمكنك أن تثق بي |
Onların sana güvendiği gibi sen de insanlarımıza güvenebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تثق بأناسك بنفس الطريقة التي يثقون بك فيها |
Mavi kravatlı bir insan güvenebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تثق بالرجل الذي يرتدي اللون الأزرق |
Ona güvenebilirsin Başka kimse olmaz | Open Subtitles | هو الوحيد الذي يمكنك أن تثق به لا أحد غيره |
Ozaman belki, salgını kontrol altına alırken biraz sağduyu kullanan adamlarınada güvenebilirsin. | Open Subtitles | سيدي، ربما يمكنك أن تثق برجالك بأن يستخدموا المنطق عندما يتعاملون مع المصابين |
Bana güvenebilirsin. Kashfar'a kurtarma timi göndermeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | يمكنك أن تثق بي. أفكر بإرسال فريق من القوات الخاصة إلى كاشفار. |
Evet, evet, başardın. Fakat her zaman şansa güvenemezsin. | Open Subtitles | نعم لقد فعلتها ولكنك لا يمكنك أن تثق بالحظ دائما |
Bana yardım etmekten bahsettiğini biliyorum... ama öğrendiğim tek birşey varsa, o da herhangi birine güvenemezsin. | Open Subtitles | أعرف ما قلتِه لي بشأن أنكِ تريدين مساعدتي لكن لو أن هناك شيء واحد تعلمته في حياتي فهو أنك لا يمكنك أن تثق بأي شخص |
O güvenebileceğin tek kişi | Open Subtitles | هو الوحيد الذي يمكنك أن تثق به في المحكمة |
O takımda kime güveneceğini bilemezsin. | Open Subtitles | أنت لا تعلم أنه يمكنك أن تثق بذاك الفريق |
Eğer Güney Amerikanın uyuşturucu kralına güvenemeyeceksen, kime güveneceksin? | Open Subtitles | لو انك لا تستطيع أن تثق فى أمريكى جنوبى من كبار رجال المخدرات, من يمكنك أن تثق فيه؟ |
Artık kimseye güvenemiyorsun. | Open Subtitles | الآن لا يمكنك أن تثق باي أحد بعد الآن |
Eğer bana güvenemiyorsan, durma, çek şu tetiği. | Open Subtitles | أذا لا يمكنك أن تثق بي تفضل وأسحب الزناد |
Belediye Başkanı'na güvenemezsiniz polis kuvvetlerine güvenemezsiniz. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تثق بعمدة المدينة لا يمكن الثقة في رجال الشرطة |